Starfield Review (Daenis)
Disclaimer
Gelecek bütün ''daha çok az oynamışsın 35. saatte açılıyor oyun'' tepkilerine hazırım ve bu yazıyı yazmaya girişiyorum. Ben bu oyuna 900tlmi ve 10 saatimi verdim. İkisi için de inanılmaz pişmanım. Bir oyunu 2 saat oynayıp övmekle, yermek aynı şey değil. Bir oyun ilk saatlerinde oyuncuyu yakalayıp, sonralarında düşürebilir. Fakat ben daha ilk saatinden düşüyorsam oyundan, gönül rahatlığıyla gömebilirim diye düşünüyorum. Oyunların aktif bir tüketim şekli vardır, oyuncuyu oyunda tutması gerekir.
Başarısız İllüzyon
Hogwarts Legacy için yazdığım incelemede oyunlardaki illüzyondan bahsetmiştim. Ondaki aktivitelerin normalde sevmeyeceğim şeyler olduğu halde kurduğu başarılı illüzyon sayesinde yani oldukça iyi tasarlanmış sunumları sayesinde hepsini uzun saatler keyif alarak oynadığımdan bahsetmiştim. Starfield'da ise durum tam tersi oldu.
Starfield için gayet makul seviyede beklentilerim vardı. Uzayda geçen averaj bir Bethesda oyunu bekliyordum. Buna rağmen oyuna bir türlü saramadım. Ya Starfield averajın bile altında bir Bethesda oyunu olmuş, ya da ''averaj Bethesda oyunu'' günümüzde artık eskisi kadar çekici değil.
İşin başarısız gördüğüm illüzyon kısmı da burada başlıyor. Dediğim gibi, benim beklentilerim gayet böyle bir oyundu aslında. Etrafta gezeceğiz, bir şeylerle karşılacağız, çatışmalara gireceğiz ve görevleri tamamlayacağız falan. Ama oyunun daha ilk anından o kadar kötü başlıyor ki her şey, hiçbirisi çalışmadı bende ve şu 10 saatlik tecrübemin sonunda oyunda kalacak daha bir şey bulamadım.
Sunum çok kötü. Oynadığım süre boyunca kendimi sudan çıkmış bir balık gibi hissettim. Bunu kötü anlamda söylüyorum. Oyunda kim olduğumuz belli değil. Ve kendimizi yaratmamıza da imkan sunmuyor. Karakter ekranında kendimize bir background seçiyoruz mesela. Ama bu background diyaloglara birkaç seçenek eklemek dışında hiçbir şeyi değiştirmiyor. (Eklenen diyalog seçenekleri de tatmin edici değil.) Oyunun başlangıcını değiştirmiyor mesela. Cybeprunk'ta bile 5-10 dakika bile sürse, seçtiğimiz origine özel farklı başlangıçlar vardı. Bu oyunda ise, ne seçersek seçelim kendimize, bir madende başlıyoruz oyuna. Oraya nasıl gelmişiz, biz kimiz, neden oradayız belli değil. Bu beni oyundan düşüren ilk şey oldu. Oyunda kim olduğumuz belli değil. Karakter yaratamıyoruz yani aslında kendimize.
Mesela Skyrim'de bir Dragonborn'duk. Bir rolümüz vardı. Onu nasıl oynayacağımız bize bırakılmıştı. Fallout 4'te çocuğunu arayan bir babaydık. Onu nasıl bulacağımız bize bırakılmıştı. Yolda da başımıza bir şeyler geliyordu. Bunlar ilk saatten belliydi ve size oyunda ilerlemeniz için çeşitli motivasyonlar sunuyordu. Bunda kimiz? Rolümüz ne? Belli değil. Dolayısıyla oyunda ilerlemek için bir motivasyonumuz da yok. Bir anda alakasız bir şekilde bir karakter geliyor bize diyor ''al bu saati ve gemiyi hadi git şuraya şununla konuş.'' İyi de neden yapayım onu? Bana gösterdiğin 2-3 saniyelik ışıklı animasyonu mu merak edecektim de o yüzden mi gitmeyi isteyecektim oraya? Ee, bana o 2-3 saniyelik ışıklı animasyon dışında hiçbir şey vermedin ki merak edeyim onu gerçekten.
Anlayacağınız, daha en başından, oyunda ilerlemek için hiçbir motivasyon sunulmuyor bize. Dolayısıyla illüzyon da kurulamıyor. Sadece bizden heyecanlı bir ''gamer'' olmamız bekleniyor. Ben Starfield için aşırı heyecanlıydım. Hem de nasıl. Ama olmadı işte. Bana yüklediği bu sorumluluğu yerine getiremedim oyunun.
Averaj Bethesda Oyunu?
İlk şehre indim oyunda, tabii ki keşfetmek istiyorum etrafı. Biraz gezindim, etrafa baktım, aşırı anlamsız diyaloglara girdim. Öyle ki, kendimi npc gibi hissetiğim ilk oyun oldu. Rastgele oturan bir npc ile konuştum ismi olduğu için. ''Nasılsın'' falan diye soruyorum karaktere, npc bile şaşırdı ''tanışıyor muyuz'' falan diye sordu. O kadar anlamsız bir andı ki, kendimi Oblivion npc encounter'ı gibi hissettim.
Neyse oradan çıktım devam ettim gezmeye, ana göreve gitmiyorum çünkü bu bir Bethesda oyunu. Keşif yapayım diyorum. Önüme sadece getir götür görevleri çıkıp duruyor. Diyorum neyse tecrübe kazanırım, para kazanırım yapayım. Oyundan keyif almak da istiyorum çünkü ben bu oyuna tapıyordum çıkmadan önce. Moralim bozuk geziyorum etrafta. Hala kim olduğumu bilmiyorum oyunda, neden varım, ne için varım orada. Diyeceksiniz ki ''ana görevde ilerleseydin biraz ilk''. Belki haklısınızdır da, ama bu bir Bethesda oyunu ya. Oyunun ana görevde ilerlemek için dizayn edildiğini düşünmek istemiyorum. Rockstar oyunu değil bu.
Yan görevleri de tutamadı beni oyunda kısacası. Milletin hammallığını yaptım tecrübe ve para için. O tecrübe ve parayı ne yapacağımı da bilmediğimden, çünkü oyundaki amacım belli değil, onları kazanmak için de pek heyecanlı değildim. Belki o görevlerle şehri tanıtmak istediler, ama detayını yapamamışlar ki şehrin detayına sokmaya çalışıyorlar bizi. O çalışmayan illüzyon yüzünden, normalde takılmayacağım şeylere takıldım. Mesela npclerin uncanny görüntüleri, bom boş gezişleri vs. Şehri ne kadar keşfederseniz, o kadar çok takılıyorsunuz eksiklerine. Oyun da eksiğini saklamak yerine, iyice gözümüze sokuyor onları. Ayrıca güya insanlık uzaya çıkmış, yıl 2300 bilmem ne. Ama hala bize yan görev olarak kulaktan kulağa mesaj taşıtıyor oyun. NPC diyor, şöyle bir durum var git şu karaktere söyle. Gerçekten bu kadar mı kötü dizayn edilir, bu kadar mı düşünülmez üstüne yapılan işin? Ayıp derecesinde bir kötülük bu ya.
Diyalog seçenekleri de çok kötü, bir tutarlılık yok çoğu zaman. Belli bir karakter olamıyorsun, alakasız tiplemelere sokuyor oyun seni hep diyaloglarla.
Uzay Oyunu?
Elimizde olan bu iki element yüzünden, uzay ve sandbox, benzer diğer oyunlarla karşılaştırmadan olmuyor. Mesela No Man's Sky. Ben onu da çok sevmeyen birisi olarak 35 saat keyif alarak oynadım. Çünkü o bile başlangıcında düzgün bir motivasyon veriyor size oyunu oynamanız için. Bir gezegende mahsur kalmışsınız, geminizi onarmanız ve o gezegenden çıkmanız gerekiyor. Sonrasında da size çeşitli yollar çizerek istediğiniz birisini takip etmenizi istiyor. Ben bunlardan sıkılana kadar takip etmiştim ve kendi oyunumu çıkartabilmiştim onda bile. Ama yok, Starfield size asla böyle bir şey sunmuyor. Güya geçmişim Space Scoundrel, ama oyuna diğer herkesin başladığı noktadan başlıyor, aynı yolda ilerliyorum. Nedense millete para karşılığı getir götür hizmeti veriyorum.
Pek bir sandboxlığı yok oyunun. Kendinize oyunda ilerlemek için çizebileceğiniz çizgiler oldukça yetersiz, varsa da kendilerini iyi gösteremiyorlar. Oyun sizden sadece ana göreve gitmenizi istiyor. Göze çekici gelen başka alternatif sunmuyor. O gitmemiz için ısrar ettiği ana görevleri de iyi yazamamış, iyi tasarlayamamışlar. Kısacası oyun pek çok açıdan sıkıcı bir oyun olmuş ne yazık ki. Hiçbir noktasında bir çekiciliği yok. Aa ama tasarımlar ve atmosfer çok iyi. Evet, ben de bayılmıştım bunlara gösterilen fragmanlarda. Sonunda gerçekçi bir bilim kurgu uzay oyunu geliyordu...
Bariz olan teknik sıkıntılara girmedim bile. Bir uzay oyununda öncelikle özgür hissetmek istersin. Uzaydasın ya çünkü. Starfield'da ise tek hissettiğim sıkışmışlık oldu her anında. Yükleme ekranı üstüne yükleme ekranı. Oyunu oynatmıyor, iki dakikada bir ya animasyon, ya yükleme ekranı kontrolü elinden alıyor.
Ve arkadaş hiç mi bir yenilik, bir quality of life upgrade getirmezsin oyuna ya? Önceki oyunların üstüne zerre fikir katmamışlar. Sadece settingi yapıp bırakmışlar geri kalan her şeyi olduğu gibi. Bunun olur yanı yok ya. Koy bir bir şey koy, yeni bir mekanik görelim ya. Bari eksikleri düzelt öncekilerdeki, yok.
Starfield is the new Cyberpunk 2077. Benim için en büyük hayal kırıklığı oyun tahtını Cyberpunk'ın elinden aldı Starfield. Onu bile, vaat edilen olmasa da 70 saat çokça eğlenerek oynamıştım. Bunu sıkıla sıkıla 7 saat zor oynadım. En iyi haliyle 7/10, normalde 6/10 bir oyun olmuş.