Korku Oyunu Sektöründeki Değişim Rüzgârının Başarılı Bir Örneği: Amnesia The Bunker!
Herkesin mâlumu olduğu üzere teknolojinin devamlı gelişmesi sebebiyle kısa bir süre içerisinde oyun sektöründe ciddi bir atılım gerçekleşti. Bu atılım sonucunda oyuncular, türlerinin en keyifli ve en başarılı örneklerini deneyimlediler. Gerçekliği önünüze seren grafikler, filmleri dizileri geride bırakan harika bir hikâye anlatımı, hem rahat hem de pürüzsüz bir oynayış tekniği sunan bu oyunlar karşısında oyuncular âdeta mest oldular. Tabii kısa bir süre içerisinde böyle bir atılım yaşamak oyuncularda da yapımcılarda da büyük bir haz uyandırdı. Ancak sarhoşluk sonrası çekilen baş ağrısı misali bu mest oluşun sonrasında da bir verimsizlik, lezzetsizlik dönemi yaşandı. Öyle ki birkaç yıl oyun sektörü durgunlaştı. Büyük firmalar, ses getiren yapımlarının devam oyunlarını yaparak bir canlılık katmak istedi ancak bu bir farklılık getirmedi. Farklılık getirmedikleri için ve oyunlar birbirine benzeyen şahane grafiklerle görünüş olarak eski tarzlarını yitirdikleri için bu da bir avunma çabasından başka bir şey olmadı. Ayrıca sektörde bir konum kazanmak isteyen çok sayıda yapımcı bu ses getirmiş yapımları taklit etmekten öteye gitmeyen oyunlar yayımlayınca işin keyfi iyice kaçtı. Zamanında övüle övüle bitirilemeyen oyunlara karşı açıkça belirtilmese de bir doygunluk hatta bıkkınlık hissi oluştu.
İşte bu koşullar altında yapımcılar için tür içinde değişikliğe gitmekten başka çare kalmaz. Önceden, oyunun mensup olduğu türün tüm özelliklerine bağlı kalarak bir geliştirmeyle yol alınırdı. Şimdi ise o türlerin temel özellikleri oyuncular tarafından ezberlenir derecede kavrandığından böyle bir yol izlenmesi uygun olmaz ve olmadı da. Hâliyle yapımcılar artık o temel özelliklere de el atmaya başladılar. Çünkü artık grafik ve oynanış açısından devrim yaratacak bir adım atılamazdı. Kimisi bu temel özellikleri serinin ruhuna uygun bir değişime uğrattı, böylece nostalji hissini barındıran ancak aynı özellikleri görmekten sıkılan o oyuncu kitlesine yönelik uygun bir hamle yapmış oldu. İşte bu oyunlardan birisi de Amnesia The Bunker .
Fricitional Games 'in imzasını taşıyan Amnesia The Bunker , firmanın önceki oyunlarıyla ruh ve atmosfer olarak ne kadar çok benzerlik taşısa da oynanış ve temel kurallar bakımından öncülerinden bir o kadar da farklılık barındırıyor. Önceki oyunlarda biraz gizlenerek ilerlemek ve ışık kaynağına biraz yakıt bulmak oyunu bitirmeye yeterliydi, oyuncuyu zamanını tasarrufla kullanmaya zorlamıyordu. Oysa bu oyun, çıtayı öyle bir noktaya taşımış ki, korku oyunlarında tecrübelerimden dolayı kendime güvensem de hayatımda hiç korku oyunu oynamamış kadar zorlandım. İlerlemek için, şakasız, atılan her adıma dikkat etmek gerekiyor. Olabildiğince az ses çıkarmak, olabildiğince az yaralanmak, olabildiğince de çabuk davranmak gerekiyor. Ayrıca oyun boyunca peşinizi hiç bırakmayacak, çıkardığınız en ufak seste ensenizde bitecek, kanınızın izini sürerek bir anda karşınızda beliriverecek bir yaratıktan gizlenmek gerekiyor. Görsellerde karakterimizin elinde altıpatlar ya da pompalı tüfek olduğu görülür ki bu da doğrudur. Oyun boyunca silaha davranmaya hazır bir şekilde dolaşılması gerekiyor. Ne var ki bu silahlar söz konusu yaratığımızı bir müddet sersemletmeye yarıyor sadece. Kaçmak bile işe yaramıyor, eldeki tek koz gizlenmek .
Işık kaynağı konusuna gelirsek içiniz hiç de rahat olmasın. Cehennem gibi mekânlardan canınızı zor kurtararak geçtiğiniz hâlde oldukça kısıtlı bir envantere benzin yüklenip, bu benzini de güvenli odadaki jeneratöre doldurmak zorundasınız. Ayrıca oyun kaydı da sadece bu odadan yapılıyor, otomatik kayıt yok. Eğer jeneratördeki benzin oyuncu güvenli odadan uzaktayken bitecek olursa -ki çokça başa gelen bir durumdur- yaratığın ortaya çıkması gayet kolaylaşacak çünkü yaratık ışıktan hoşlanmazken karanlık ortamlardan gayet hoşlanır. Elinizde ise sadece küçük, kurmalı bir fener kalıyor ki bu feneri kurarken çıkan ses bile yaratığın oyuncunun konumunu tespit etmesine yetiyor. Eh, ne kadar zor olsa da oyuncu her mekaniğe zamanla alıştığı gibi buna da alışıyor, oyunun sonuna doğru gerçekten eğlenceli bir hâl almaya başlıyor.
Hikâye anlatımına ve hikâyeye gelirsek, hikâye anlatımı açısından The Dark Descent 'a oldukça benziyor. Demek istediğim ilk oyunda olduğu gibi bu oyunda da hikâyenin ana olayı ve incelikleri notlardan öğreniliyor. Oyuncu kitleleri genelde böyle bir anlatımı sevmez ama Amnesia 'nın kitlesi daha çok bu usulü tercih ediyor. Ki bu oyun da gördüğüm kadarıyla gayet beğenilmiş haklı olarak. Hikâyenin derinliğine gelirsek TDD ve Rebirth gibi katmanlı ve derin bir hikâyesi var. İlk oynayışta notlar okunmasına rağmen yine de tam anlaşılmayabilir dolayısıyla internette buna yönelik bir video izlemeyi öneririm. Bu uğraşa değecek bir hikâyeye sahip. Önceki oyunlarla da ufak bağlantılar var.
Yani özet olarak Amnesia The Bunker ; seriye getirdiği tutarlı yenilik ve değişikliklerle, bu değişiklikleri zaman içinde oyuncuya alıştırmasıyla, derin ve etkileyici hikâyesiyle gerçekten takdire lâyık bir oyun. Frictional Games ' in kalitesiz bir yapıma imza atacağını zaten düşünmezdim ve bu kanaatim bir kez daha pekişti. Nasıl ki The Dark Descent o dönem korku sektöründe bir devrim yarattı, The Bunker da bu dönemdeki değişim rüzgârına ayak uydurmak bir yana o rüzgâra yön verecek bir niteliğe sahip. Hâlâ alıp oynamakta tereddüt edenler varsa onun takdirine bırakmak lâzım. Umarım kararını bu oyunu deneyimlemekten yana verir.
Devamını oku...