izigame.me

Direk överek giriyorum artık kusura bakmayın.Karşınızda en iyi battlefield oyunu duruyor.
BF1, adında da anlaşılacağı üzere 1. dünya savaşı temalı ve online ağırlıklı bir fps oyunudur.Hikayesi de var evet ama biz Türkler tarafından hikayenin sevilmeyen kısımları çok fazla, o yüzden hikaye kısmına hiç girmeden online kısmını anlatacağım.
32vs32 ye kadar çıkabilen birçok farklı modu bulunan bu oyunu özel kılan şey, oyunun içindeyken kendinizi tam bir kaos ortamında buluyorsunuz.Ve adamlar bu ortamı öyle güzel sunuyorlar ki size, o ortamı sonuna kadar hissediyorsunuz.Ve işin en keyifli kısmı, yaşanan bu kaos gerçek!Yani şöyle söyleyeyim, etrafınızda olan biten herşey gerçek oyuncular tarafından oluyor.Üstünüzden geçen uçaklar, zeplinler, tankın vurması sonucu yıkılan binalar, askerlerin bağırışları vs. her şey gerçek ya.BF'yi diğer fps oyunlarında ayıran en önemli özellik te bu aslında.Kalabalık grupların içerisinde, tıpkı bir ordunun içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz.
Bu savaş ortamında istediğin rolü oynayabilirsin.Mesela dedin ki ben kaosun içine girmicem, uzaktan sniperla geleni gideni indiriyim veya diğer sniperlarla vs atıyim dedin.Mümkün, ama pustuğun esnada kafana bir havan topu yemen de mümkün.Veya dedin ki benim olduğum yerde kimse ölemez arkadaş, takıma sıhhiye olarak da girip ölen arkadaşlarını o kaosun içinden kurtarabilirsin.Veya eğer kendine çok güveniyorsan uzman bir pilot da olabilirsin, yani her şey mümkün.Silah çeşitliliği desen, fazlasıyla yeterli ve silah açmak açıkçası çok da zor değil.Grafiklere zaten bir şeyler demek mümkün değil, muazzam bir kalite var.Ama her oyunda olduğu gibi tabi ki bu oyununda eksileri var
EKSİLER
Muhtemelen üzerinden 2 oyun daha çıkmasıyla alakalıdır ama sunucularda çok fazla hile var malesef.
Eşleştirme sistemi gerçekten berbat.

Eksileri bu kadardı.Ama bu oyunu kesinlikle deneyimlemeniz gerekiyor.Eski oyun, sunucuları da boştur şimdi demeyin sakın, sunucuları bf5 ve 2042'den daha dolu (Bf4 ün sunucuları hala daha dolu ama).
O yüzden bu oyunu alın ve kaosun içine dalın

(Edit: BF1, hikayesinin gerçek olaylar üzerinden esinlendiğini iddia ediyor bunu aklınızda bulundurarak okuyun)
Öncelikle "yhaa onlar da kendi tarafından bakmış oyun işte" diyen ılık ******ler bilsin ki oyun kesinlikle Türk düşmanlığı içeriyor. Nedenini yazacağım ama önce şu bilgiyi vereyim: Zamanında Steam’de yayınlanan Türk yapımı bir oyun sözde ermenilere iftira attığı gerekçesiyle kaldırılmış. Oyun 2030’da geçiyordu, yani her şey hayal ürününden ibaretti yine de bu Türk yapımı oyunda düşman olarak gösterilen ermeniler bu duruma pek üzülmüş ki direkt olarak oyun kaldırılmış.
Şimdi BF1’ dönelim; oyuna girer girmez ilk merak ettiğim lawrance denen օ𝖗օ𝖘𝖕𝖚 evladının olduğu bölümü incelemekti. Bu lavuğun ne denli bir alagavat olduğunu zaten neredeyse herkes biliyordur. Malum bölümde oynuyorum, oynadığım karakterin adı zara, ilk checkpoint'e geldim trenin içindeyken beni Osmanlı askerleri yakaladı, durun o da ne? amın oğlu lawrance arkadaşlarını çağırmış! Osmanlı askerlerini orada vurup bizi kurtarıyorlar ve lawrance'ı ışık hüzmesi eşliğinde devrilen bir vagonun üstünde görüyoruz. Osmanlı askerlerinden sağ kalan (muhtemelen takım komutanı) o esnada lawrance'ın biz olmadığını anlayınca bize "o zaman sen kimsin" diyor, sonrasında ise "sen de ahu gibiymişsin" falan deyip kadına (zara) sulanıyor. Zara da buna yumruk atıp "haddini bildiriyor". Zara "senin gibi adamlar olmasa ahu gibi değil özgür olurdum" diyor. Bakın bunlar basit şeyler değil, bu lawrance denen 𝐩𝐢𝐜̧ kurusu yazdıklarında Osmanlı'ya akıl almaz iftiralar atmıştır. Akıl almaz diyorum çünkü bu attığı iftiralar akla mantığa uyan şeyler değil ki delilsizdir de; askerlerin ona tecavüz ettiğini vesaire anlatıp Türk'leri son derece barbar ve ahlaksız olarak tanıtıp iğrenç iftiralar atmış. Ve bu oyunda da, lawrance gavatının tıpkı anlattığı gibi ahlaksızca gösterilmiş. Tabi bu oyunu oynayan büyük çoğunluk kafa dağıtıp çıkmak için girdiğinden bu detayları pek fark etmiyor veya umursamıyor. Medyanın gücünü asla hafife almayın, medyan yoksa ağzın kapalı demektir. Sonra uluslararası mecrada böyle tanıtılmaya devam ederiz. Osmanlı askeri ile lawrance arasında geçen diyalogta sizi bitirecez falan derken osmanlı askeri "hazırdaki tahrip makinemiz önüne geçen her şeyi yakıp yıkıyor, müttefiklerinizi, ailelerini ve yuvalarını yakıp geçiyor." diyor. aileleri ve yuvaları yakıp yıkmak? Yani eleman diyor ki "biz barbarız, her türlü savaş suçunu işliyoruz". Şuan küfür seçmekte zorlanıyorum. Lawrance'in anasının çürümüş kemiğini sikeyim. Ulan bu savaşa niye son centilmenler savaşı deniyor? Çanakkale'de askerimiz düşmana az mı merhamet etti? Üstelik bu merhameti cephede gösterdi, neymiş ailelerini yuvalarını yakıp yıkıyorlarmış? Osmanlı toprağında ingiliz ailesi ne arıyor amk? sanki biz ingiliz adasını işgale gitmişiz, tabi ki bölgede ingilizlerin aileleleri yuvaları falan yok maksat Türkleri barbar gibi göstermek. Bu sahne Türkleri zalim olarak lanse eden bir sahnedir buna itiraz eden net bir şekilde ılık *****lüdür. 3-5 saat oyun oynayıp eğlenecem diye sizi aşağılayan şeyleri görmezden gelmeyin, gururlu olun.
Bir tarafta gelecek zamanda geçen (dolayısıyla zaten her şey hayal ürünü) kurgusal olarak ermenilerin düşman rolünde olduğu bir Türk oyunu iftira gerekçesiyle kaldırılırken; diğer tarafta gerçek olaylardan esinlenerek yapıldığı iddia edilen bu oyunda Türkler savaş suçlusu gibi lanse edildiğinde bu “sadece bir oyun” oluveriyor ve kimsenin umurunda olmuyor.
Bir de hala bunu bir ırkçılık olarak görmeyenler için şöyle bir örnek vereyim: 2.Dünya Savaşı dönemlerinde avrupada geçen bir oyun düşünün, aynı hareketi bir yahudi bir almana yapıp sulansın alman da onun haddini bildirsin sonra da bir SS subayı gökten iner gibi kahraman gibi bir perspektifle gösterilip düşmanı alt etsin. Sonra da yahudi "sizi şöyle asacaz böyle kesecez ailelerinizi böyle öldürecez" falan diye çemkirsin Önce insanlar bunu yayınlayan firma antisemitist, nazi diye linçler, daha linçler bitmeden hukuki süreç başlar, bazı ülkeler oyunu yasaklar oyunun yayınlandığı ülkede de yayıncı firma sağlam bir ceza alır (tabi ki böyle bir şey olmaz çünkü daha yayınlanmadan engel olurlar emin olun.) evet bu bariz bir iftiradır ve burada net bir çifte standart var.
Mesela biri oyun yapsa ve israilin işlediği savaş suçlarını gösterse. Yani iftira yok, ne ise o ama bu sefer biz tanıtıyoruz. Böyle bir şeye kalkışan birinin ertesi gün sağlıklı bir şekilde uyanabileceğinin bir garantisi yok. Yani bir takım kimseler her türlü iftirayı medya yoluyla sosyal mühendislik yoluyla her mecradan (internet, dizi, film, oyun, kitap, haber vs.) yayabiliyorken siz haklı bir şeyi savunmaya kalktığınızda başınız belaya girebiliyor. Peki bu sorun nasıl düzelecek? Çok basit, bunlara engel olmak için tüketmeyeceksiniz. Sizin dininizi ırkınızı devletinizi aşağılayan ürünleri kullanmayarak, bunlara prim vermeyerek istediklerini vermeyeceksiniz.
Hala medya yoluyla bizi aşağılamadıklarını mı düşünüyorsunuz? Hazır steam'deyken çok oyunculu bir oyuna girip avrupa'dan biri ile sohbet edin bakalım. Sorun Türkler nasılmış bizi nasıl biliyorlar.

PC oyun piyasasına girişim Call of Duty'nin ilk çıktığı yıllara kadar dayanıyor. O zamanlar Pro Gamer adında sevdiğimiz bir oyun dergisi de var. Açıp içindekileri okuyor ve her bir görseli kadrajıma alıyordum. Derken günler ayları, aylar da yılları kovalamaya başladı. İkinci Dünya temasına sahip oyunların delisiydim, seviyordum abi. Sonra başımıza modern dünya savaşı diye bir şey çıkardılar ki bak onların da çoğunu beğenerek oynadım. Futuristik savaş temalı oyunlara sıra geldi bu kez, onlar da elimizden geçmeye başladı ama unuttuğumuz bir şey vardı: 60 milyon insanın yer aldığı, imparatorlukları bitiren ve yeni ülkelerin ortaya çıktığı bir 1. Dünya Savaşı vardı. Herkes böyle bir savaş yokmuş gibi davranıyordu. Bazıları, satış stratejisi diyebilir; bazıları başka bir spekülasyon ortaya atabilir, her ne olursa olsun birinin bir gün bu oyunu çıkaracağını tahmin ediyordum ama sadece bunun kim olacağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Derken Battlefield 1 çıktı ve biz oyunseverlerin beğenisine sunuldu. Gelin hep beraber Dünya'nın seyrini değiştiren bu savaşı nasıl yapmışlar birlikte inceleyelim.
Öncelikle söylemem gerekiyor, her şeyi devletten beklersen hazır tepside bir şeyler sunmuş olurum. Ben bu yazıyı yazarken, tamamen hikaye modunu baz alarak konuşuyor olacağım. Çok oyunculu modu için başka yerlere göz gezdirmen gerekecek. Battlefield 1, 5 farklı karakterin bulunduğu kısa bir hikaye bölümü içeriyor. İlk bölümde, düşmanla çarpışırken ölüyor ve öldüğünde doğum yılın ve ölüm yılın yazacak şekilde hayatın sonlanmış oluyor. Ardından başka bir kişi ile devam ediyorsun, amacın hayatta kalmak değil. Savaş atmosferini, kan gölünü ve bu çılgınlığı gözler önüne serebilmek her yiğidin harcı değil. Ölüyorsun, ölüyorsun ve yine ölüyorsun. Her seferinde yeni bir isimle, düşman karşısına çıkıyorsun, ta ki bu cehennemi iliklerinde hissedene kadar durmuyorsun. Yeri geliyor bir tank sürüyorsun, düşman hattının içine dalıp onları bozguna uğratmaya çalışıyorsun; yeri geliyor planörlerle düşmana bomba yağdırmaya başlıyorsun. Bir bakmışsın İtalya Alplerinde zırhlı bir ölüm makinesi olarak düşmana mermi kusuyorsun, bir de bakıyorsun ki Çanakkale Seddülbahir tarafına çıkarma yapmaya çalışıp atalarının ne kadar iyi çarpıştıklarını gözlüyorsun. Arapların Osmanlılar karşısında nasıl ayaklandıklarını anlatan bir senaryo bile oyun içerisinde yer alıyor. Hikaye ile ilgili tek kötü olan, senaryo modunun kısa olması, daha uzun yapmalarını isterdim.
Battlefield 1, senaryosunu bize aktarırken etkileyici anlatımıyla da göz dolduruyor. Anlatan kişinin ses tonu oldukça başarılı, devamında ne olacak diye pür dikkat konuşmacıyı dinliyorsun. Bir senaryo kaleme alınırken, öncelikle sana yazılı bir şekilde olanı biteni anlatıyor. Bu da hikayenin içine derinlemesine dalmayı kolaylaştırıyor. Görseller harika, mekanlar gayet başarılı bir şekilde dizayn edilmiş. Gözlerin bayram ziyafeti çekecek, hazırlansan iyi olur. Sadece atalarının oynadıkları bölümlerde biraz abartıya kaçmış olsalar da, sonuçta bir oyun oynadığını unutmamalısın. Çok da dert ediyorsan, oyunu sen yapacaksın arkadaş. Kuru kuruya pasif agresiflikle olacak şeyler değil bunlar. Bak adamlar neler yapıyor? Sen öfkeden patlamaya devam et. Kimse umursamıyor. Tek yol var: kendimizi geliştirmek, ilerlemek.
Neyse çok da uzatmadan çok oyunculu moda senin için girdim, çokça haritası ve oyuncu kitlesi hala bulunuyor. Girebilir ve Sam Amca'nın arkadaşlarını teker teker indirebilirsin. İyi bir refleksin varsa ve Red Kit gibi gölgenden bile önce silah çekip düşmanı dağıtabiliyorsan, tam sana göre. Bak sana göre diyorum, bana değil. 1. Dünya Savaşı'nda 60 milyon insan savaştı, asker ne kadar azalırsa, gönüllü delikanlıların savaşa alınması için daha çok sebep oluştu. Uygun bir dönemde sen de bu bayrağı taşıyabilir, ölen ruhların kanlarının boş yere dökülmemiş olduğundan emin olabilirsin. Oynayın, oynattırın bu oyunu. Çok da şey yapmayın...