Elementler
Detaylar
Hikaye
Oyun hikaye anlamında fazlasıyla zayıf ancak bu bir negatif etken değil. Çünkü oyun hikaye odaklı değil, ve bunu da size oyunda açık açık belirtiyor.
Mekanikler
Mekanikler fazlasıyla. Karakter hareketleri kütük değil, vuruş hissi de gayet güzel. Eski olmasına rağmen yaşlanmamışlar
Combat
Oyun bir Arcade FPS ve bu türün sınırlarını resmen zorluyor. Aşırı hızlı, vahşi ve bir o kadar da tatminkar bir combat sistemi var.
Düşman Çeşitliliği
Oyunun ilk safhalarında her saat başı yeni bir düşman tipi gözüküyor. Bu oyunun canlılığını çok korumasını sağlıyor ancak bir yerden sonra yeni düşman gelmemesi, sonlara doğru oyuncuyu biraz sıkabiliyor. Buna rağmen hala ortalamanın üzerinde.
Silah Çeşitliliği
Silah çeşitliliği fazlasıyla yeterli. Aynı düşmanlarda olduğu gibi saat başı yeni silahlarla karşılaşıyorsunuz. Ve bu sefer sayıları tam oyuna göre.
Bosslar
Bosslar, iyiler hoşlar. Zorlukları ayarındalar ve tempoyu güzel yükseltiyorlar. Tek sıkıntıları oyunun sonlarına saklanmaları. Daha homojen dağıtılabilirlerdi
Görevler
Oyunda görev namına hiçbir şey yok. Zaten hikaye de adam akıllı olmayınca, çoğu sefer yaptıklarınızı boşa yapıyorsunuz gibi hissediyorsunuz.
Sanat Dizaynı
Cehennem temasını güzel işlemişler. O tekinsizlik, yaşanmışlık, vahşetin iğrençliği oyuna güzel aktarılmış. Metal müzik seven birisi olarak da müzikler tam olarak bana hitap ettiler. Oyuna cuk diye oturmuşlar
Teknik
Herhangi bir glitch, oyun çökmesi ya da oyun kıran bir hatayla karşılaşmadım. İndirdiğiniz gibi açıp rahatça oynayabilirsiniz.
Doom... Doksanların efsanevi FPS üçlemesinin en önemli oyunu. Zamanının kralı Id Software'ın Bethesda tarafından satın alınmasından sonra, eski FPS serilerinin yeniden canlandırılması projesinin ikinci halkası. Bu reboot projesinin ilk ürünleri olan Wolfenstein: The New Order ve Wolfenstein: The Old Blood gayet güzel oyunlardı. Wolfenstein'dan sonra sıra tabii ki de Doom'a geldi. Oyun seveni için mükemmel. Saf oynanış, saf vahşet, saf metal müzik. Ancak bu tarz benim hoşuma çok gitmiyor. Oyunun ilk yarısında kendimi hikayeye görevlere kaptırmaya çalıştım ama oyun inanılmaz bayık geldi bana. Hikaye desen yok, olay desen yok, görev desen yok diyordum. Oyunu açasım bile gelmiyordu. İkinci yarısından sonra boss savaşlarının da eklenmesiyle bir oynama şefki başladı ve oyuna yanlış gözle baktığımı fark ettim. Bu oyun sadece canavar öldürmekten ibaret. Başka hiçbir şey beklememek lazım. Canavar öldürme kısmı harika zaten oraya hiçbir lafım yok. Sadece fazla benlik değil orası ayrı konu.
Artılar
En can alıcı nokta tabii ki de combat. Oyundaki combat herhangi bir oyunda görebileceğiniz seviyede değil. Fazla hızlı ve fazla vahşi. İnsanın içindeki sadistliği resmen ortaya çıkartıyor. Oyunun en temel esprisi de bu olduğundan, combata çok ayrı bir özenle çalıştıkları beş metre öteden bile fark ediliyor.
Silah çeşitliği fazla dedim ama detaylandırmadım. Çeşitliliğin fazla olması gibi bu silahların kaliteleri iyi. Klasik tarzdakilerden uçuk kaçık olanlara kadar hepsi iyi dizayn edilmiş. Üstüne bu silahların açabileceğiniz iki farklı modları da var. Saldırı tüfeğini bir roketatara veya bir sniper'a dönüştürebiliyorsunuz. Her silah içi açılan bu modlarla beraber, silah çeşitliliği ve kalitesi türdaşlarından birkaç gömlek üstte oluyor.
Sanat dizaynı gerçekten güzel. Cehennem atmosferi, yaşanmşlık, kan ve vahşet oyunun her yerinde. Kendine has bu tarzı güzel aktarmayı da başarmalarıyla güzel bir iş ortaya çıkmış. Tabii ki bunlardan da güzel olan ise müzikler. Müzikler hakikaten çok iyi ve siz agresif oynamaya başladıkça onlar da agresifleşiyor. Müzikleri sonuna kadar açıp kendinizi katliama adamanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Eksiler
Oyundaki vahşet güzel, harika... Tamam bunda sıkıntı yok. Yiğidi öldür hakkını ver. Ama oyunda bundan başka hiçbir şey yok. Çok anlamsız hissettiriyor. Wolfenstein oyunları belki Doom kadar vahşi değil ancak bir hikayeleri, görevleri ve amaçları var. Bom boş bir oyun gibi hissettirmiyorlar. Üzülerek söylüyorum ama Wolfenstein ana yemek gibi hissettirirken Doom atıştırmalık gibi hissettiriyor. Tadı güzel ama asla doyurucu değil.
Boss savaşlarının sona saklanması çok kötü bir tercih. Boss savaşlarının oyuna homojen dağıtılması gerekir. Ara ara tempoyu yükseltmeye yararlar. Burada hepsi sonlarda. Üst üste, üst üste bir sürü boss ile savaşıyorsunuz. Bu denli bir heterojenlik, çok büyük bir acemilik.
Sonuç
Oyun güzel arkadaşlar. Sadece girip vahşice canavar öldürmek istiyorsanız istediğiniz oyun bu. Benim için ise bir oyun bundan daha fazlasını sunmalı. Oyunun ilk yarısı kendimi hikayeye ve görevlere kaptırmak için zorladım ama bir türlü başaramadım. Ne zamanki boss savaşları çıkmaya ve ben de kendimi tamamen öldürmeye adadım, oyundan o zaman keyif aldım. Oyun gerçekten iyi. En yakın zamanda Doom Eternal'ı ve yeni çıkacak olan Doom The Dark Ages'ı oynamak istiyorum. Demeye çalıştığım, pek benim tarzım olan bir oyun değil. Bu tarz size uyuyorsa inanılmaz keyif alarak oynayacaksınız. Ancak şu anki haliyle, benim için Wolfenstein'ın altında bir oyun.
SKOR: ★★★☆☆