izigame.me

Bazı oyunlar vardır, kitap okumak gibidir; Size harika bir evren, sıradışı bir hikaye ve içine girdap gibi çeken olaylar örgüsü
ve oynanış amaçları verir, buna karşın ambiyans, efektler, görsel tasarım gibi şeyleri de oyuncunun hayal gücüne paslar. Çoğu da izometrik veya top-down kameradır bu oyunların, ya da bir management ekranından ibaret olurlar.
Bazı oyunlar da görkemli bir sinema filmidir, her ayrıntısı ile duyu organlarınızı haza boğar; lakin günün sonunda bu bir başkasının hayalidir, bir yönetmen ya da senaristin tapuladığı ayrıntılarla "biz senin yerine hayal ettik, sen keyfini yaşa" işidir.
Günümüz teknolojisi ile bunları birleştirmek ve denge kurmak mümkün mü? Evet. Ama günümüz oyun dünyası profesyonelleri ile bu çok zor. Oyun üretiminde başrolde yönetim kurullarının olmadığı, oyuncuya köstürme, paracıklara ulaşmada kestirmenin ayıp sayıldığı dönemler geçti. Yeni şanssızsın gencadam, domates sadece mevsiminde yendiği için yılın farklı aylarında farklı sebzelerle yapılan salataların damakları şenlendirdiği o güzel yılları biz yaşadık (Good ol'times), sana da "kışın domates niye pahalı" sorunsalı kaldı.
Neyse, X ve Y kuşağı güzellemesini bir kenara bırakırsak; bu bir "kitap" oyun (bkz. ilk paragraf). Yani piksel piksel gözlerinde öfkeler var npc 'lerin, ve yine piksel piksel sarı saçlarından sen suçlusun.
Hemen büzme ağzını (büzdün, gördüm), oyunun simgesine çift tıkladığında harika bir dünyaya giriyorsun. Seçimlerin ve onların sonuçları ile özgürce yazmakta olduğun hikayen, keyifli müzikler, ilginç bir olay akışı ve tadında bir zorlukta, eğlenceli bir combat seni bekliyor. Anlayacağın, taş gibi bir RPG yapmışlar karşim.
Ha sen olmak seviyor görsel şölen, sen istiyor ciyaklayarak dövüşen anime hatun, ya da "Kayanın içine yaratık sıkıştı olm", "Npc havada asılı kaldı abi" "Skiller duvardan geçiyor a.." gibi şeyler; o zaman almak bajka oyun.
Türü sevenler için birkaç detayla bitirelim;
* Metinler ağır RPG 'lerdeki gibi Orhun yazıtları seviyesinde değil, tadında diyaloglar.
* İngilizce istiyor, ama öğrenin şu dili yahu, bu tür oyunlar dil öğrenmek için nimet.
* Spell casting var ama daha çok spellblade tarzı melez buildler daha verlmli.
* Kararların mahalleni belirliyor, dikkatli seçimler yap.
* Dodge, dodge ve dodge.
Oyuna notum 86/100,
Hormonlu domates yeme ve kal sağlıcakla.

Bir aralar Piranha Bytes vardı, Alman bir rpg firmasıydı, Gothic, Risen, Elex gibi kendine has ve birbirine benzer yapıda serileri vardı. Bu rpg'lerin özelliği, seni tekinsiz bir dünyaya bırakıyordu, etrafı araştırarak, npc'lerle konuşarak, kendini yavaş yavaş geliştirerek (iyi item'leri kazanmak için çok çabalardın, bu da ciddi başarı hissi yaratırdı) mükemmel bir rpg deneyimi yaşatırdı. Gerçek rpg'lerde olması gerektiği gibi tarafını seçerdin, herkes sana ona göre davranırdı, gece gündüz döngüsünde npc'ler kendi hayatlarını yaşar, evlerine girdiğinde rahatsız olup saldırabilirlerdi vs. Maalesef geçtiğimiz aylarda kapatıldılar... "Sen ne anlatıyon be abla gözünü seviyim be abi" dediğinizi duyar gibiyim, şu yüzden anlattım bunları; bu oyun da yine Alman bir stüdyo tarafından yapılmış bir Piranha Bytes ruhani devamı, indie rpg oyunu. Gerçekten o oyunlardaki hislerin aynısını izometrik olarak yansıtmışlar, mükemmel pixel art'a ve tatmin edici rpg öğelerine sahip. Müzik kendini tekrar ediyor ve biraz sıkıcı. Dövüş mekaniklerini dizayn tercihi olarak yavaş yapmışlar, çünkü sadece oyuncu yeteneğine bağlı olmasını istememişler. Aksiyon oyunu arıyorsanız, bu oyunda bulamazsınız. Daha henüz 2-3 saat oynadım ama son zamanlarda beni en çok etkileyen oyunlardan biri oldu, bu yüzden sonuna kadar gideceğimi düşünüyorum.

Eski bozuk rpgleri özlememişim. Drova 10 saatlik tutorialın ardından saldığı dünyasına bizi gerçekten geniş kapsamlı tercihlere bıraksa da bu oyunun tüm kusurlarını örtmeye yetmiyor. Uzun uzadıya bir inceleme yapmak isterdim ancak oyun beni o kadar yordu ki detaylı bir inceleme yapmak bile istemiyorum.

Verdiğim paranın hakkını sonuna kadar aldım diyebilirim. Yine de oyunun adil olmayan (sözde hard core) zorluk seviyesi beni bezdirdi. Bir düşmanla yaklaşık 5 dakika boyunca vuruş takas etmeye dayalı stamina bazlı dövüş mekanikleri oyunun temel dizayn etmenlerinden biri. Derinmiş gibi görünen ancak sadece uğraştırıcı olan aksiyon sistemiyle her oyuncuya hitap etmesi çok zor. İnanılmaz yorucu bu aksiyon sistemini 20 saate yakın oynamama sebep olan durum ise "abi sabret bak çok kral güçleneceksin" yalanıydı. Normalde feyz aldığı gothic filan cinsi (aq overrated sh.t gamei) oyunlarda eninde sonunda bu olur. Yani nobody rpg olarak da geçen (köylüden krallığa uzanan o saçma yol) bu türde o vaat edilen kuvvet 20. saatin sonunda gelmiyorsa afedersiniz skerim öyle oyunu. Alabildiğim en kral armor bende, zırh bende, spell bende (bende vaaar en kalitelisi de bende vaaar - çık aradan akdo) hala skik düşmanlarla vs atıyorum. Oyunun yapmaya çalıştığı şeyi anlıyorum ancak bir noktadan sonra zaten limitli olan iyileşme itemleriyle, atakları atlatılması kimi zaman zor bazen imkansız olan düşman gruplarına karşı savaşmak zerre adil hissettirmiyor. Derinlerde çok güzel bir rpg var ama bu oyun herkes için değil. Yani biraz mazoşist olmak gerek bunu sevmek için. Sistemler yarım yamalak, oyunda bir şeyi elde etmek çok zor veya imkansız. Craft sistemi var ama elde edilebilir ham madde sınırlı falan filan.

Farklı iyileşme itemleri var oyunda mesela örnek olarak, bunları bazı mantarla filan birleştirerek daha önceki bin rpg oyununda yaptığımız gibi iksir türevlerini yapıyoruz. Buraya kadar çok güzel ancak bu yaptığınız itemler öyle rastgele basamayacağınız kadar değerli. Satıcılar bunları kazanması çok zor olan fahiş miktarda paralara satıyorlar. Baba ayı kesiyorsun adam 150 birim para veriyor, bir tane can iksiri dandiği 60 birim. Bu ayıyı keserken bu iksirden 4 tane filan basıyorsun aq. Birader bu oyunun geliştiricileri arasında Türk olduğuna adım gibi eminim. Bu nasıl ekonomi aq (olm oyun için diyorum almayın beni hemen.)

5 dakika kapışıyorsun düşmanla ne kazanıyorsun, kocaman bir hiç. Bir build yapayım diyorsun çok değerli olan skill puanları ile yetenek mi öğreneceksin base stat mı arttıracaksın? (olm küfürsüzlük çok zor.). Base statlar bize daha kuvvetli silahlar sağlarken bu kuvvetli silahların dallarına ait yetenekler yoksa pek bir işe de yaramıyolar (İşte dizayn,işte mekanik!).

Ulan oyunu sever gibiydim niye böyle oldu ya. Drova büyük bir cacık arkadaşlar. Çok ilginç bir evrende geçen gerçekten ilgi çekici karakterlere sahip ancak temel mekanikler bazında özellikle dengeyi oturtmayı hiç başaramamış bir oyun. Bin tane yorumda görmüşsünüzdür zaten topdown gothic2 diye, yani çok limitli kitleye hitap eden kusurlu bir oyun. Ne aldığınızı bilmeden kesinlikle bulaşmayın diyeceğim bir oyun Drova.

Artılar:
+İlginç dünya
+yazarlık açısından gerçekten başarılı diyaloglara sahip
+gerçek bir role play oyunu.

Eksiler:
- derin gibi görünen ancak bir b.ok olmayan japon yapıştırıcısıyla tutturulmuş aksiyon sistemi
- inanılmaz dengesiz ve adaletsiz bir oyun (verdiğiniz yanlış yetenek puanları tarafından çok feci cezalandırılabilirsiniz.)
- 10 saat tutorial mı olur aq.

Karar: Limitli kitleye hitap eden, seveni olduğu kadar nefret edeninin de çok olacağı bariz olan bir rpg Drova. Yazı ya da tura olacağı sizin zevklerinize bağlı açıkcası. (7/10 idare eder.)