Oynadığınız her oda ve silahlar birbirinden farklı hissettiriyor ve bu yüzden de oyun sıkılmanızı engelliyor.Sadece biraz ustalaşmanız ve bossların pattern'larını okumanız lazım yoksa sıkıntı çekersiniz.(İlk boss'u 100 bin defa kesmişimdir herhalde:D)
Her ne kadar rougelike türünü pek beceremesem de bu oyunun özellikle bu oyunun hızlı ve akan oynanışı beni büyüledi.
Öncelikle oyuna başladığımızda biz daha ne olduğunu anlamadan oyuna atıyor ve düşmanlarla savaşmaya başlıyoruz. Tabii ki çok da uzun olmayan bir süre sonrasında ölüyoruz ve babamızın yani Hades'in evinde kan havuzunun içinde doğuyoruz. Burada doğmamızın sebebi bizim Hades'in oğlu yani bir tanrı olamamız.
Ana karakterimiz Zagreus, babasının artık baskılarına dayanamaz ve Underworld'den kaçmaya çalışır. Kaçması için de yeryüzüne çıkması gerekir ve tabii bu kolay olmaz çünkü babası Underworld'ü oradan bizim dahil kimsenin çıkamayacağı şekilde canavar ve tuzaklar ile donatmıştır.
Oyun her ne kadar bir Roguelike olsa da sizi zorlamıyor, çünkü öldüğünüzde kaybedecek hiçbir şeyiniz yok. Aksine kazanıyorsunuz. Ölünce topladığınız materyaller hiçbir yere gitmiyor, onlarla yeni silahlar ve yeni geliştirmeler açıyorsunuz. Ve tabii ki hikayeyi de ilerletiyorsunuz.
Oyunun içinde kullandığımız toplam 6 tane silah ve o silahların da 4'er tane birbirinden farklı oynanış dinamikleri sunan geliştirmeleri var. Bu silahların vuruş hissi yüksek ve oynaması aşırı zevkli. Bir de bu silahlara hem kalıcı hem de tek bir oyun içinde tek bir ölümde biten "Boon"ları alabiliyoruz. Oynadığınız her oyunda aynı silahı 6-7 kere kullansanız dahi farklı hissediyorsunuz. Bunun en önemli sebebi de bize yardım eden "tanrılar". Oyunda çok fazla tanrı ve bu tanrıların size verdiği sayısız özellik ve güç. Bu özelliklerin sayısı da oldukça fazla. Bir oynayışınızda(yani başlayıp ölene kadar oynamanız) aynı tanrı defalarca gelse bile aynı özellik asla gelmiyor çünkü her tanrının size verdiği yaklaşık 20'şer tane skill var. Oyunda Hades'in oğlu olduğumuz için bu tanrıların hepsi akrabamız ve hepsi ile bir ilişkimiz var. Bu ilişkilerde de yeri geliyor onlara özel bir içecek olan Nektar veriyoruz yeri geliyor ikisi arasında seçim yapmak zorunda kalıp diğerini kızdırıyoruz. Tanrılarla ilişkimiz iyi olduğu zaman da bize belirli itemler veriyorlar. Diyelim ki Ares'in itemini aldınız ve kullanıyorsunuz. Onu fazla kuıllandığınız için Ares size daha iyi özellikler veriyor.
Oyunun her bölgesinde fazla fazla düşman ve çeşitleri var. Düşmanlar iyi dizayn edilmiş ve her bölgeye özgüler. Her bölgenin sonunda da ter döktüren bir Boss var. Bu bossların hepsini tek tek ele almak isterdim ama kesinlikle gidip bizzat kendiniz keşfetmelisiniz. Bu bossların en iyi yanı da kendilerini hiç tekrar etmiyorlar. Siz öldükten sonra ya da bossu öldürdükten sonra gittiğinizde aranızdaki diyaloglar değişiyor. Tabii ki diyaloglar dışında oynadıkça bosslar da değişiyor. Ve deneyiminiz apayrı oluyor.
Kısacası bu türün kesinlikle ama kesinlikle en iyi oyunu bu
Bu incelemeyi yazdıktan sonra oynamaya devam edeceğim