Çok geç keşfettiğim oyunlardan biri. Point-click sınıfı oyunlarda en iyiler arasında yerini alır. Machinarium denilen, robotların yaşadığı post-apocaliptik bir şehirin hurdalığına atılmamızla başlıyor hikayemiz. Kendimize gelip, ilk olarak kendi hasarımızı onarmamızla birlikte son hatırladığımız anı olan, arkadaşımız ile birlikte eğlenmeye çalışırken kaçırıldığımızı hatırlıyor ve arkadaşımızı bulmak için kolları sıvıyoruz.
Oyunun ilk çekici kısmı elle çizim olması ve bununla verilmiş olan atmosfer. Ardından, bu atmosferle uyumlu müzikleri. Devamında ise hiç konuşma olmadan hikayenin anlatılması ve akıp gitmesi. Birkaç baloncukla çocuk anılarından, kaçırılışlarına kadar tüm hikaye takip edilebiliyor. Oyunun bir diğer güzel yanı ise bulmacalarının ne çok zorlayıcı ne çok basit olması. Bazı point click oyunlarındaki, neyin nerede kullanılacağı karmaşasının abartısı yok. Gayet yalın bir oyun. Bir noktadan sonra herşeyi birleştirmeyi yada gördüğünüz herşeyde elinizdeki herşeyi denemeye kalkmanıza sebep olan point clicklerden değil yani bu oyun.
Ortalama 5-6 saatlik oyun süresi ile gayet keyif verici bir oyun.
10/10