Nine Sols demosunu denediğimden beri merakla beklediğim bir oyun, demoyu denedikten sonra çok beğenmiş ve bu türün en iyileri arasına girecek bir potansiyele sahip olduğunu düşünmüştüm. Bu konuda beklentimi boşa çıkarmadı oyun, metroidvania türü içerisinde yapılmış en iyi oyunların arasında rahatlıkla sayabileceğim bir yapım. Demoda en çok dövüşlerin dinamikliğini ve Sekiro tarzında, düşmanla burun buruna, kıyasıya mücadele sunuyor olmasını beğenmiştim. Tam hali resmen Sekiro'nun ufak kardeşi gibi dövüşlerden düşmanlara, dövüşlerin verdiği histen sunduğu zorluğa kadar Sekiro ile birçok noktada buluşuyorlar. İçerik olarak da oldukça dolu ve kaliteli, yaklaşık 30 saati bulacak güzel bir deneyim sunuyor. Sahip olduğu bazı bosslar bu tür içerisinde kolaylıkla en iyiler arasına girebilecek kadar başarılı, tür içerisinde birçok oyunun es geçtiği ya da çok önemsemediği hikaye kısmına fazlasıyla değer verip güzel bir şekilde hikayesini anlattığı için de diğerlerinden sıyrılıyor. Sanat tasarımı, müzikleri, animasyon kalitesi zaten oynamaya gerek kalmaksızın videolarından net bir biçimde belli oluyor. Kusursuza yakın bir deneyim sunduğunu düşünüyorum oyunun, tüm bekleyişe değdiği fikrindeyim.
Oyunun en kuvvetli ve beni de kendisine çeken kısmı kesinlikle dövüş mekanikleriydi. Yakın dövüş konusunda Sekiro çıktığından beri ona pek yaklaşan bir oyunun olmadığını düşünüyorum. Sekiro'yu diğerlerinden ayıran ve tür içerisinde öne çıkaran yönü düşmanlarla mücadeleyi yoğun bir biçimde vermesiydi. Kılıçların çarpıştığını sonuna kadar hissediyor ve bu sayede karşınızdaki düşmanın sanki gerçekten hayattaymış gibi mücadele ettiğini tecrübe edebiliyordunuz. Bu sistemin merkezindeki olay düşman saldırılarını savurma ve onun gardını düşürüp bitirici vuruşları yapmaktı. Nine Sols'da da benzer bir sistem bulunuyor. Bossların neredeyse hepsi, düşmanların da çoğu kaçabileceğiniz saldırılardan çok savurmanız gereken saldırılar yapıyor bu da oyundaki her dövüşü agresif ama bir o kadar da dikkatli bir biçimde oynamaya yönlendiriyor. Bu sisteme eşlik eden ikincil element tılsım, düşman saldırılarını savurdukça Sekiro'daki gibi düşmanların gardını düşürmek yerine Qi puanları topluyorsunuz, topladığınız her Qi tılsımınızı daha da güçlendiriyor. Tılsımınız güçlendiğinde düşmanın açık vermesini bekliyor ve bununla sağlam bir darbe indiriyorsunuz. Düşman saldırılarını savurmak ve tılsım ile düşmana vurmak arasındaki sinerji Sekiro'daki savurma ve gard düşürme olayına benzerlik gösteriyor fakat daha agresif bir hale de getiriyor aynı zamanda. Bu iki ana mekaniğe ek olarak çeşitli okları bulunan bir yayınız ve kullanabileceğiniz birçok Jade taşı bulunuyor. Oyundaki bu Jade taşları Hollow Knight'daki charmlara benziyor ve çalışma mantıkları aynı, bunlarla karakterin oynanışına ciddi anlamda etki edebiliyorsunuz, koymak için koymamışlar. Dövüş mekaniklerini çeşitlendirebilmeniz için oyunda bir yetenek ağacı da bulunuyor ve bu sayede bahsettiğim ana elementleri çok daha iyi ve etkili hale getirebiliyorsunuz. Oyunun oldukça çeşitli ve detaylı bir dövüş sistemi var, bu kadar detaylı ve iyi çalışan bir sistem verdiği için yapımcı zorluğu da aynı oranda vermiş.
Bu tür içerisinde normalde çok hikaye anlatmaya çalışmazlar, anlatım yapmak bir kenara birçoğunun hikayesi arkaplanda çoğu zaman siz farkında değilken gelişir. Nine Sols bu noktada tür içerisinde çoğu oyundan ayrılıyor. Yapımcının bu oyundan önceki iki oyunu da korku oyunu ve hikaye anlatımına önem veren oyunlar, Nine Sols'un bu yönü de yapımcının böyle bir tarza sahip olması sayesinde var. Oyunun hikayesi Çin Mitolojisinde "10 Güneşin Efsanesi" olarak bilinen bir hikayeye dayanıyor. Hikayeye göre 10 tane güneş var ama hiçbiri aynı zamanda gökyüzüne çıkmıyor, hepsi sırasını bekliyor fakat bir gün bu sıra yok sayılıyor ve 10 güneşin hepsi de aynı anda gökyüzüne çıkıyor. Bu durum dünyayı kasıp kavuruyor bu yüzden İmparator Yao, Hou Yi'yi görevlendirip bu güneşlerle konuşmasını ve bu yaptıklarından vazgeçmelerini söylemesini istiyor. Hou Yi güneşlerle konuşmayı deniyor ama güneşler Hou Yi'ye kulak asmıyorlar, yayıyla vurmakla tehdit ediyor yine değişen bir şey olmuyor. Sonunda Hou Yi dediğini yapıyor ve gökyüzündeki 10 güneşin 9'unu vuruyor, son bıraktığı güneşi iste bazı versiyonlarda İmparator ve güneşin annesi istediği için vurmuyor bazılarında ise birileri okunu çaldığı için vurmuyor. Oyun bu mitolojik hikayeyi esas alıp yapımcının taopunk olarak isimlendirdiği bir temada hikayesini anlatıyor. Taoizm ile fütüristlik temaları bir araya getirip ortaya özgün ve ilgi çekici bir tür çıkarıyorlar. Oyunun hikayesi Penglai isminde bir gezegende Solarianlar olarak bilinen bir ırkın salgın bir hastalıkla karşılaşmasıyla başlıyor. Tianhuo isimli bu hastalık Solarianları mahvediyor bunun üzerine Tiandao Konseyi kuruluyor. Ana karakter Yi, taoist bir ailede büyüyen inançsız ve her şeyde mantık arayan bir bilim insanı, o kadar parlak bir zekası var ki genç yaşında bu konseye girmeyi başarıyor. Bu konseye girdiğinde parlak zekasını kullanarak salgın için bir çözüm üretiyor ve buna Eternal Cauldron projesi ismini veriyor. Konseyin Yi ile beraber 10 üyesi bulunuyor, bu üyelerin hepsi Taoizm karşıtı bilim insanları ve soylulardan oluşuyor. Bu konseyin üyelerine "Sol" deniyor, hepsinin kendi mühürleri var ve konseyin 10 üyesi 10 "Sol" oluyor. Bu projeyi gerçekleştirmelerinde gezegende yeşeren kadim bitki kökleri büyük rol oynuyor. Konsey üyeleri bu köklere mühürleri bir araya geldiğinde erişebiliyor. Gelişen bir takım olaylar sonucu Yi, ustası Eigong tarafından ihanete uğruyor ve öldürülüyor. Bir şekilde hayata geri dönen Yi kendisini yüzyıllar sonra bir insan köyünde buluyor ve macerası buradan itibaren başlıyor.
Oyunun oldukça büyük ve dolu bir haritası var, haritayı tam anlamıyla açmanız için bölgelerdeki harita robotlarını bulmanız gerek. Bu robotları bulduktan sonra her şeyi rahatça görebiliyorsunuz. Harita o bölgede neler olduğu net biçimde yazıyor, girilmeyen kısımları belirgin bir şekilde gösteriyor. Haritayı gezip keşfetmek oldukça ödüllendirici. Çeşitli minibosslar, faydalı geliştirme eşyaları ve Jade taşları, hikayeyi daha da detaylandıran kayıtlar gibi birçok bulunacak şey var. İlerlemeyi sağlayan çift zıplama gibi özellikler güzel zamanlamayla iyi sırada veriliyor bu sayede de backtrack çok yaşamıyorsunuz. Rahat bir fast travel sistemi var. Yan karakter çok yok ama olanların görevleri oldukça iyi ve uzun, kesinlikle yapmanızı tavsiye ederim. Bu görevler bol ve kaliteli diyaloglarla dolu, bazılarında ara sahneler bile var. Hem Yi'yi tanımak hem de birçok iyi şeye erişim sağlamak için lazım çoğu. Pavilion isimli bir merkeziniz var buradan ilerliyor birçok görev ve güzel bir atmosferi var bu ortamın.
Sanat tasarımı ve müzikleri oyunun en iyi kısımlarından, hikayenin teması olan taopunk ile uyumlu şekilde dizayn edilmiş mekanlar, karakterler ve bir dünya yaratılmış. Müzikler de aynı şekilde uzak doğu ve tekno temalarını çok güzel şekilde bir araya getiriyor. İki konuda da oyunun oldukça karakteristik bir tarzı var ve bu da tür içerisinde diğer oyunlar arasında özgün olmasına şans tanıyor.
Toparlamak gerekirse, Nine Sols kendisinden beklediğim her şeyi karşıladı. Türün en iyi oyunlarından biri olmasını bekliyordum ve bana göre fazlasıyla oldu. Sağlam ve keyifli bir dövüş sistemi bekliyordum, bunu sunduğu birçok zorlu ve harika düşmanıyla başardı. Hikaye anlatımına önem vermesi ve bunu iyi bir biçimde yapması, ara sahneler, manga tarzı kesitlerle bunu desteklemesi hikayeyi oynayana geçirme konusunda oldukça etkili ve başarılıydı. Kendi yarattıkları taopunk temasıyla tasarlanan dünyası ve müzikleri olağanüstüydü. Oyunun kusursuza yakın olduğunu düşünüyorum. Türün kendini tekrar ettiği bu günlerde başta türü seven herkese, sonrasında Sekiro ve iyi bir dövüş sistemini her zaman hoş karşılayan kişilere kesinlikle tavsiye ediyorum.
Devamını oku...