Orijinal Silent Hill 2'yi ilk kez oynarken yaşadığım heyecanın aynısı yaşadım. Kasabanın girişindeki tuvaletten çıkış sahnesi, beni doğrudan 2002 yılına götürdü. Yirmi iki yıl geçmiş üzerinden...
Her ne kadar performans ve teknik olarak sorunlar yaşanıyor olsa da, genel deneyimin inanılmaz olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Mekanların bütünüyle değiştirilmiş olması, bu bağlamda alternatif dünyaların da daha iç karartıcı hale gelmesi oldukça hoşuma gitti. Zaten The Medium oyunundaki alternatif dünyaları görünce, "Bloober Team kesinlikle bir Silent Hill oyunu yapmalı..." diye düşünmüştüm. Ama bir yandan da stüdyonun çatışma mekaniği olmayan oyunlar ile karşımıza çıkmış olması, "Altından kalkabilirler mi?" diye de sorgulatmadı değil.
Silent Hill 2 Remake ilk duyurulduğunda, kafamda doğrudan bir soru işareti oluşmuştu. Alternatif dünyalar ve buna bağlı olarak atmosfer konusunda şüphem yoktu, ama iş çatışma mekaniğine gelince nasıl halledeceklerini merak etmiştim. Elbette orijinal Silent Hill 2 de çatışma sistemi ile oyun dünyasında bir devrim yaratmadı. Ama söz konusu Bloober Team olunca, insan merak etmiyor da değildi.
Gelinen noktada ise, evet, çatışma mekaniği konusunda devrim yaratılmasını beklemiyorduk ama geri kalan her alanda muazzam seviyede bir Silent Hill 2 Remake var karşımızda. Her ne kadar orijinal oyunu oynayanlar hikayeyi biliyor olsalar da, yine de çoğu zaman ilk kez oynuyormuş hissiyatı yaratıyor; çünkü, 'Yeniden Yapım' tabiri her açıdan karşılanıyor. Ayrıca geliştirici stüdyonun belki de gözden kaçabilecek veya o kadar da önemsenmeyecek ince detaylara dahi özen göstermesi, karşımıza çıkan yaratıkların eskiye oranla daha çetin ceviz olması ve hem orijinal oyuna hem de serinin diğer oyunlarına yapılan göndermeler ile takdire şayan bir iş çıkartılmış Silent Hill 2 Remake ile.
Konami kesinlikle Silent Hill Origins, Silent Hill, Silent Hill 3 ve Silent Hill 4 oyunlarının yeniden yapımları için de Bloober Team ile çalışmalı.