Şu oyuna sadece "meme"den oluşuyor diyen erkekleri gerçekten anlayamıyorum. Kadın ana karater olduğunda illa ki bir şey beğenilmiyor o oyunda. İlk defa bu oyunu oynadığımda, Lara Croft’un bir kahramana dönüşümünü izlemek çok güzeldi, birlikte gelişiyorduk bildğin. Başlangıçta, çok kırılgan ve korkmuş bir karakter var. O kadar insani ve gerçekçi ki, adada hayatta kalmaya çalışırken, sanki kendi başına kalmış gibi hissediyor ve her an ne olacağına dair hiçbir fikri yok. Bu kadar korkan, çöküş yaşayan, ama bir yandan da hayatta kalmaya çalışan birini görmek, bence gerçekten çok içsel bir yolculuk gibi. İnsana dair her şey o kadar derin hissettiriyor ki… Özellikle o ilk kez birini öldürdüğü an vardı ya, hani o an Lara’yı öyle bir travma sarıyor ki, o duyguyu sen de yaşıyorsun. Başlarda hep o masum ve saf haliyle tanıdığımız Lara, birden güçlü bir savaşçıya dönüşüyor ama bu dönüşümün içinde o psikolojik kırılmalar da var. Hayatta kalmak için her şeyi yapmaya başlıyor ve o noktada gerçekten olgunlaşıyor. Zaten Lara’nın en büyük gücü de insan olması. Yani sadece fiziksel değil, içsel bir mücadele var. Bu kadar güçlü olmasındaki sır, tam olarak da zayıf olduğu noktaları fark etmesi. Tabii, oyun da sadece bir hayatta kalma hikayesi değil. Adada bulduğu eski uygarlıklar, Himiko'nun laneti ve gizemli güçler… O tarih ve mitoloji ögeleriyle de oyun daha da büyülü hale geliyor. Ama bence Lara'nın gerçek keşfi, sadece arkeolojik bulgular değil, kendi iç yolculuğu oluyor. Kendi sınırlarını aşması, o korkularını yenmesi ve bir anlamda gerçekten kim olduğunu bulması bence bu oyunun en güçlü yanı. Yalnızlık, kayıp ve içsel çatışmalar… Bu kadar derin bir karakter gelişimi, basit bir aksiyon oyununun çok ötesine taşıyor bu oyunu. Sonunda Lara, sadece bir arkeolog değil, artık bir “Tomb Raider” olarak karşımıza çıkıyor. Bu yolculuğun her anı, her adımı çok gerçek ve çok samimi bir his bırakıyor. Oyun bence sadece Lara’nın güçlenmesi değil, insan olma yolculuğunun da hikayesi. Bu oyunu bitirdiğinde, Lara’nın neler yaşadığını sadece karakter olarak değil, bir insan olarak da çok daha iyi anlıyorsun.
Devamını oku...