Tunic İnceleme (Beryl)
Tunic duyurulmasından bu yana birçok kişi tarafından uzun süredir beklenen bir oyundu. Bana kalırsa, en çok sabırsızlıkla beklediğim oyun bu değildi ama sürpriz öyleydi ki, neslinin en önemli bağımsız oyunlarından biriyle karşı karşıyaymışım gibi hissettim.
Öte yandan, kaçınılmaz olarak ve fazla açıklama yapmadan oyun hakkında konuşmak zor ama açıkçası, sadece tüm aksiyon/macera, görsellik, (belki) souls-like hayranlarına tavsiye edebilirim.
Bilinmeyen bir dünyada mahsur kalmış, canavarlar ve sırlarla dolu bir oyun. Başlangıçta sadece basit bir sopayla kuşanmış sevimli bir tilki olarak oynuyorsunuz. İzometrik bir açıdan yerleri keşfetmeniz, birçok canavara karşı hayatta kalmanız ve her şeyden önce hedeflerinizi anlamanız ve bulmanız gerekiyor. Size yardımcı olmak için öğretici işlevi gören belirli ögeleri çok hızlı bir şekilde bulacaksınız. Trailer da çok kısa bir örnek görüyoruz ve nasıl çalıştığını anlamanıza izin veriyor. Oyunun tüm mekanikleri.. Şey, her şey eski güzel bi Zelda oyunu gibi başlıyor; geniş bir merkezi alan, sonunda büyük bi boss olan "tapınaklar" ve yeni yollar, keşfetmenize izin veren nesneler.. Bence oyun, oyuncuyu istediği yere götürmesini bilen, türün diğer oyunlarıyla aynı seviyeye çıkıyor.
Oyun tarafında, Tunic genellikle "zelda-souls" olarak tanımlanabilir. Dodgelama, stamina gauge ve birkaç kısayol sistemi ve öldüğünüz yerden ruhunuzu almak gibi mekanikler var. Daha sonra, fightlar özellikle zor değildi ve fightlardan tamamen kurtulmanızı sağlayan erişilebilirlik seçenekleri var.
Görsel açıdan, ortamlar güzel ve karakterinizin animasyonları mükemmel. Gizli sandıkları bulmak için kesinlikle her yeri aramakta tereddüt etmemelisiniz. Bazı gizli yollar zor :D Son olarak, ne yazık ki canavarların tasarımını biraz çirkin buldum (bosslar dışında).
Kısacası, bu yıl "bana güvenin, alın" kartını sadece bir kez kullanabiliyorsam, 10 ila 15 saati aşan ve bence oyun tasarımı ve yaratıcılığın küçük bir cevheri olan Tunic'te tereddüt etmeden kullanırım.