Ne söylenmeli tam olarak bu oyun hakkında?
Öncelikle oyunu zor zorluk seviyesinde 2 defa tamamladım ve sonrasında da rouge ajan bölümünde 40 katı tamamlayarak bitirdim.
Bunları söylüyorum çünkü oyunun sevmediğim yanlarından bahsettiğimde haksız yere oyunu oynamayı beceremediğimin dile getirilmesini istemiyorum.
--Hikaye--
Açıkçası ilk defa oyun yapan bir oyun stüdyosunun neden kompleks ve katmanlı bir hikaye anlatmaya girdiğini anlayamıyorum. Çünkü bahsettikleri konular ne kadar komplike ve katmalı olsa da bunu anlatış ve sunuş biçimleri fazlasıyla yavan. Bu hikayenin oyuncu tarafından daha iyi deneyimlenmesi için daha katmanlı ve oyuncuyu seçimler yapmak zorunda bırakan bir yapıya ihtiyacı var. Birinci döngü, beşinci döngü, onuncu döngü vs ama hiç birinde ben bir şey seçemiyorum ki. Her oyunda dünyayı kurtarmak, kozmik karakterlerle muhattap olmak zorunda olmayalım, ne gerek var?
Daha sade ve belki Türkiye sokaklarında geçen noir havada bir oyun çok daha güzel olabilirmiş bu oyunun sunduğu oyun mekanikleri açısından bence. Özellikle görsel ve efektlere bu kadar emek harcanmışken.
--Oyun Mekanikleri--
Nerede çokluk orada bokluk deyiminin karşılığını bu oyunun içinde bulmak işten bile değil. Genel atlama ve zıplama mekaniklerinde bir sıkıntı yok ama dövüş mekanikleri bir kaç yorumu hak ediyor.
Daracık mekanlarda aynı anda 4-5 adamla karşı karşıya kalmak, en az 2 tane silahlının sürekli arkadan sıkması, diğer elemanların üzerimize atlaması ve adamları mı bloklayayım yoksa gelen mermiye mi kafa atayım derken ölmek paha biçilemez.
Biliyorum oyun cephanemizde bulunan her türlü silahı kullanarak düşmanları temizlememizi istiyor. Ancak oyunun dövüş mekanikleri combat flow diye tanımlanan o tatmin edici dövüş / kombo mekaniğini sıkıntısız sunamıyor. Yapılabilecek sopa, bıçak ve çekiç komboları sınırlı ve her bir komboyu yaparken sıfırdan başlamak oyunun dövüş akıcılığını baltalıyor. Özellikle siz kombo yapmaya çalışırken allah ne verdi demeden kafanıza vuran düşmanlar da cabası.
Çoğu dövüşü elinizde bulunan mesafeli silahları adamlar üzerinde hızlı bir şekilde kullanmak, üzerinize gelen adamların üzerinden atlayarak uzaktan size saldıran düşmanları temizlemek ve sonrasında yakından saldıran düşmanları temizlemek üzerinden geçiyor. Bu da oyunun en güçlü yanı olan dövüş mekaniklerinin çabuk eskimesine sebep oluyor.
Bunun dışında oyunun bir seviyeyi tamamlanmış sayması için o anda ekranda görünen tüm düşmanları yok etmemizi talep etmesi can sıkıcı bir detay. Özellikle oyunun sonlarındaki çatı katlarının daracık alanda 5-6 adam olan bölümlerindeki sıkışıklık insanı yoruyor. Hatta bir bölümün sonunda öldürmediğiniz bütün düşmanları son çatı katına ışınlayıp cezalandırıyor oyun sizi. Bırakın geçelim işte, ne gerek var böyle atraksiyonlara?
Son bir ek olarak; Adamların sıktığı mermiler nedense sizinle aynı hızda hareket ediyor ve çoğu zaman eğer yerde mermilerden kaçmaya çalışıyorsanız o mermiden hasar almadan kurtulmak neredeyse imkansız. Yerde takla atsanız ile takla atma tamamlandığı anda mermiyi kafanıza yiyorsunuz. Büyük ihtimal kasıtlı olarak oyunun içerinde bırakılmış bir detay ama can sıkıcı işte.
--Müzik--
Oyunun bence en başarılı olduğu kısımlardan biri. Söylenecek çok bir şey yok. Metro kısmında çalan müziği ayrıca çok beğendim.
--Görsel / Grafik--
Bu kısım için de söylenecek pek bir şey yok. Görsel olarak başarılı ve gerçekten iyi emek harcanmış.
--Son Söz--
Oyunu bu kadar gömdüm diye beğenmedim sanılmasın. Harcadığım vakit zaman zaman can sıkıcı olduysa da genel anlamda oldukça eğlendim. Özellikle rouge ajan bölümü 40. kattaki son boss haricinde oldukça eğlenceliydi. Sadece 4-5 saatimi bu bölüme harcamışımdır.
Oyunu yapan arkadaşların ellerine sağlık. Umarım ileride çok çok daha iyi oyunlarla karşımıza çıkarlar. Ama lütfen, Türkiye'de geçen, hikaye olarak sürekli sağa sola ışınlanmadığımız, daha karakter ve hikaye merkezli bir polis / dedektiflik oyunu yapsanız çok ama çok daha güzel olur.
Kolay gelsin.