Cyberpunk 2077 Review (Ubermensch)
HENÜZ PİŞMEMİŞ LEZİZ BİR YEMEK
Oyun ilk olarak duyurulduktan kısa bi süre sonra Youtube'da Archive grubunun Bullets isimli müziğinin arka planda kullanıldığı çok hoş ve vurucu bir sinematik ile karşımıza çıkmıştı. O dönemler bu tarz cyber distopyası çok aktif ele alınan bir tema değildi. Güzel örnekleri vardı elbet ancak bahsettiğim şey ''Ghost in the Shell veya Bladerunner'' gibi 80'lerin sonu 90'lar döneminin kurgusu diyebileceğimiz karanlık mı karanlık bir distopik cyber evrenine düzgün ele alınmış kaliteli bir açık dünya rpg oyunlarıydı. Hatta bence bu tema ile ilgili ciddi bir piyasa açığı vardı. Cd project red'de bu açığı görmüş ki kolları güzel bir iş için sıvamıştı. Belkide o da kendi temasının bir Fallout'u olabilirdi. O dönemler Cyberpunk 2077'yi takip eden bizler de ne yazık ki ufaktan ufağa hype'ın etkisine girmiştik. Neden girmeyelim ki? Son bi kaç oyundur kendini kanıtlamış oyuncu dostu denilebilecek bir oyun stüdyosunun elinden çıkacak ve de sağlam bir külliyat diyebileceğimiz Mike Pondsmith abimizin yazdığı bu kurgu aranılan türden alternatif dünya unsurları içeren, kitap vs bolca materyale sahip özünde bir frp oyunu olan Cyberpunk 2077'idi. Üstelik Cd project red öncesinde de yine aynı taktikle sıfırdan kurgu yaratmak yerine hali hazırda kendine has mitolojik unsurlarla bezenmiş Witcher'ın evrenini nispeten düzgün bir şekilde yansıtmıştı. Başarısını en azından burada da görebiliriz diye umarken gerek projenin büyüklüğünün tam hesaplanamaması, proje devamındaki teknik zorluklar yüzünden oyunun çeşitli değişiklikler geçirmesi, kritik zamanlarda projeden ayrılan isimler, rpg unsurlarının azalacağının sinyallerini vermeleri, oyuncuların beklentisi sürekli artması ve de en önemlisi yatırımcıların ve yayıncıların ağzının sulanıp salın artık şu oyunu biraz para kazanakk yaau demesi yüzünden ''coming: when it's ready'' sözlerini sallamayıp bir kaç ertelemeden sonra pişmemiş bu leziz yemeği önümüze koyuyorlar, bazıları ''şefim al bu yemeği biraz pişir de getir'' diyor, bazıları da iade ediyor, tabi sonrasında olanları duymak için illa oyun dünyasını takip etmenize gerek yoktu ne yazık ki tr'de sabah haberlerinde bile bahsedilmişti bu hayal kırıklığı. Bi taraftan şirketin hisse kaybı vs. pek çok olumsuzluk yaşandı. Açıkçası yaşanan onca olaydan sonra alıp oynamak içimden gelmedi. Biraz içimizin soğuması gerekiyordu. O yüzden yazdığım tüm deneyimler ve yorumlar 1.61 patch' i için geçerlidir.
NEDEN ALALIM ÖZET GEÇ!
Peki ben bu oyunu neden öneriyorum kısmına gelirsek; öncelikle oyunun son patchlerde teknik anlamda yavaştan düzeldiğini oynanabilir seviyeye geldiğini düşünüyorum, diğer bir sebebi de fiyatı böyle bir yapım için ucuz diyebileceğimiz bir seviyede olması (hatta indirim kovalayıp alırsanız tadından yenmez diyebilirim). Piyasada saçma sapan her sene çıkan bir birinin aynısı olan cidden mide bulandırıcı çöp ve hiç bir ruhu olmayan sadece para kazanmak için yapılan 2 sene sonra hatırlamanızın imkanı olmayan casual oyunlar 900tl civarında olduğunu düşünürseniz fiyat konusunda oldukça iyi diyebiliriz. hikaye ve Rpg konusunda beklentimizin çok altında olabilir ama bir şekilde kendini oynatıp hoş deneyimler geçirmenizi sağlatabilir. Kısacası oyunu alıp bi 30 saat gömersiniz tadında kalır çıkarsınız. Oynanış kısmında vuruş hissini zamanla iyileştirdiklerini söylüyorlar o açıdan ben inanılmaz kötü bir vuruş hissi ile karşılaşmadım. Silah çeşitliği güzeldi üzerinde zaman harcanmış gibi bu konuda pek çok seçeneğiniz var. Skill kısmına gelirsek çok fazla passive asistan yetenek var. İlk lvllarda çok etkisinin olmadığını hissediyorsunuz ancak sonradan tatmin etmeye başlıyor yine de combat sırasında bir tık mobilite yetersizliği sezdim. Karakterimizin atletik özellikleri artıkça combat kısmında efektif bir şekilde oradan buradan zıplasa çıksa etse dahav mobil olabilir diye düşünüyorum. Bir süreden sonra düşmana kısa devre yapıp çatara parata indiriyorsunuz bu da ne yazık ki tek düzey combat sisteminin olmasını sağlıyor. Araç kullanma mekanikleri ile ilgili hala çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Çok kötü değil ama kesinlikle iyi de değil. Bir de kesinlikle Araçların custom olayı filan olmalıydı bence şehirde gezmek için bir sebep daha olabilirdi. Şehir ve açık dünya konusuna gelirsek organik ve interaktif yaşantıyı sevdim diyebilirim. Orada burada hayatından nefret eden insanlar, kusan eden fenalaşan vatandaşlar ve onlara destek olmaya çalışan teselli eden arkadaşları yaşayan bir şehir izlenimi veriyor ama bir tık daha diyalog kurulabilseydi çok daha iyi olurdu. Buna ek olarak arada bir polisle takışan çeteler, kafayı sıyırıp ona buna saldıran cybersaykolar, senden yardım rica edip yan görev veren npcler de unutulmamış. Hikaye konusuna geri gelirsek sonunu pek beğenemedim, seçeneklerin hepsi aynı kapıya çıkıyor gibiydi. Oyun sanki ''tamam artık bitti, git!'' der gibi sizi oyundan uzaklaştırıyor gibi hissettim. Son görevi yaptıktan sonra devam etmek istediğinizde bana hak vereceksiniz. Yani kısaca o kadar şey başarmış bir karakter olarak açık dünyada gezmek istersiniz. Diyeceklerim bunlar dostlar herkese keyifli vakit geçirmenizi diliyorum.