Dying Light Review (Kiyo)
Küçük büyük demeden her türlü oyunu incelediğim küratörüme beklerim: https://store.steampowered.com/curator/42044755/
Hayallerimi Süsleyen Oyun
Dying Light ilk çıktığı dönem TeasyCat'in videolarını izleyip oyuna tam anlamıyla aşık olmuş, hayran kalmıştım. Yıllar sonra 2022 yılında ise içeriği ve oynanışı hakkında neredeyse hiç bir şey hatırlamıyordum. Bende bu bahane ile yıllar sonra 2. oyun çıkmadan birde ben deneyim edeyim diye giriverdim içerisine. An itibariyle yaklaşık olarak 40 saati aşan oynanış sürem bulunmakta ve The Following DLC'si ile bu süre epey uzayacak gibi görünüyor. Ancak bugün yalnızca zamanında hayallerimi süsleyen ana oyun hakkında konuşacağım.
Klasikleşmiş Bir Hikaye
Hikayemiz günümüz yıllarında Orta doğu toprakları ile Brezilya tarzı binaların karışımı olan Harran'da geçiyor. Büyük bir patojen salgın patlak vermiş durumda ve insanlar hızlı bir şekilde zombiye dönüşüyor. Harran'ın etrafı büyük karantina duvarlarıyla kaplanmış ve salgın şimdilik dünyaya yayılmadan durdurulmuş gibi görünüyor. Biz ise Dünya Afet Örgütü (DAÖ) tarafından salgının merkezine gizli bir görev için gönderiliyoruz. Görevimiz salgının ardından bölgede yönetimi sağlaması için görevlendirilmiş politik bir figürü yakından izlemek. Takip etmemizin temel sebebi ise Kadir Süleyman isimli bu kişinin kardeşi Hasan'ın ölümünden Dünya Afet Örgütünü suçlu tutması ve bu sebepten önemli bir bilgiyi pazarlık kozu olarak kullanması.
Sıkıcı ve ilgi çekici olmaya yaklaşamamış bir hikaye ile karşı karşıya olduğumuzu net bir şekilde itiraf edebilirim. Ana karakterimiz Kyle Crane başta olmak üzere hikayede çok büyük öneme sahip X, Y, Z gibi karakterler derinlikli bir şekilde yazılamamış. Karakterler hem duygusuz hem de diyaloglar tüm karakterlerde aynı gibi. Tüm bunların dışında baş düşmanımız ağa ise Ubisoft yapımlarından bildiğimiz klişe, şiddet tutkunu ve güçsüz olmasına rağmen parası sayesinde önümüze çıkarılan ana düşman formülünden ileriye pek gitmiyor.
Dur Durak Bilmeden Koştuğumuz Bir Oynanış
Oynanış tarafında ise Dying Light kendini büyük ölçüde kotarıyor. Şehrin tamamı bizim için yaratılmış bir parkur görevi görmekte. Binaların çatıları, elektrik direkleri, su kuleleri derken yerden yüksek her yeri kullanıyoruz açık dünyada. Yere indiğinizde çoğu zaman zombiler size bir sıkıntı çıkarmıyor ancak atlaya zıplaya gitmek sizi biraz daha eğlendiriyor.
Vuruş hissiyatı gerçekten iyi. Zombilerin kafasını patlatmak, bacağını kopartmak falan derken epey tatmin edici. Ancak şunu söylemeliyim ki zombiler ve insan düşmanlarımızda dahil olmak üzere genel olarak tüm düşmanlar gerekenden fazla cana sahip. En fazla 3-4 sefer vurduğumuzda ölmesi lazım, yani zombidir bu fazla güçlü bir yaratık değil. Ancak vur babam vur derken 10 vuruşta ölen zombi gördüm. Bazense bu olayın tam tersi olup 1 vuruş geçirdiğimde yere kapaklanıyor. Tek vuruşta inmesi falan gene can sıkıcı değil, tatmin seviyesi artıyor bile diyebilirim.
Zombiler demişken çığırtkan, virüslü, kaçkın gibi birçok farklı tür olduğundan çeşitlilik güzel bir şekilde sağlanmış. Yani çoğu zombi temalı oyunda olan türler Dying Light'ta da mevcut. Birbirinin aynısı, her oyunda olan patlayan, koşan veya benzerleri klasikleşmiş artık. Daha fazlası yapılamaz zaten.
Gece ve gündüz arasında gerçekten epey kalın bir çizgi çekilmiş durumda. Gündüzleri farklı zombi türleri çıkmadığından rahat rahat koşturabildiğiniz sokaklar geceleri ise korkutucu bir kabusa dönüşüyor. Peşinizde koşan zombiler, tırmanabilen yaratıklar derken epey gerilim dolu bir hale bürünüyor Dying Light. Açıkçası yaratıklardan kurtulması o kadar zorlayıcı değil ancak terletici düzeyde olmuş. Ancak yalnızca gece yapılabilecek görevlerle karşılaştığınızda oyun ayaklarınızı sürüye sürüye gitmenizi sağlıyor.
Kapanış
İncelemede büyük oranda övdüğüm ancak aslına bakarsanız pek haz etmediğim bir oyun Dying Light. Gerek hikayenin sönüklüğü gerekse ana ve yan görevlerin tekdüzeliği benim bir türlü ısınamıyor oluşuma sebebiyet verdi. Ancak oynayanların bir çoğu gibi sizlerde benim aksime epey zevk alacaksınızdır. Bense hayallerimdeki oyunun düşündüğüm kadar iyi olmadığını fark ettim sadece.