Evil West Review (Артём)
Oyun ile ilgili söylenmesi gereken birçok şey var aslında. Mükemmel bir oyun olabilecekken kıyısından kaçmış gibi sanki. Tasarlanan evren çok güzel düşünülmüş. 18. yüzyılda vahşi batı temalı (kovboy temelli) bir evrende vampir avına çıkıyoruz. Van Helsingvari bir hava ile ortamda Jesse Rentier abimiz ile tabiri caizse fırtınalar estiriyoruz.
Muazzam bir evren ve atmosfere sahip. Sinematikleri ise gayet güzel ve hoş. İzlerken çok keyif aldım. Ara sahne sıkıcılığı gibi bir durum söz konusu bile değil. Gayet güzel bir işçiliği olduğu aşikar. Yeteneklerin ve silahların çeşitliliği, görselliği ve işlevselliği çok iyi. Her yeteneği, her silahı ayrı ayrı kullanmaktan keyif alıyorsunuz ve keyfin yanı sıra kullanmanızın mecburi olduğu durumlar da fazlaca mevcut. Hikaye anlatımı da güzel denebilecek seviyede. Boss savaşları ise gayet leziz :).
Yukarıda belirttiğim çok güzel ve olumlu özelliklerinin yanı sıra oyunun benim gözüme bariz çarpan birçok eksi yanı da oldu. Öncelikle hikayenin ve diyalogların biraz fazla klişe geldiğini belirtmek isterim. "Third-person hack'n slash ve shooter" bir oyun olması beni çok heyecanlandırmıştı. Çünkü bu tarz oyunlarda genelde çok serbest bir hareket alanına ve oyunun yağ gibi kaymasına alışığız. Fakat oyun bizi aşırı derecede kısıtlıyor. Yanlış anlaşılma olmaması adına söylemek isterim, açık dünya olmaması ile ilgili en ufak bir sorunum yok. Ancak bu kadar kısıtlanmak da fazlasıyla can sıkıcı hale geliyor ve oyunun verdiği bütün gazı frenliyor. Oyun bize ipuçları vermeyi mi amaçlamış bilmiyorum fakat gideceğiniz yerler ve gitme şekliniz oyunun istediğinin bir adım bile dışına çıkartmıyor sizleri. Açık açık "buradan tırmanacaksın, bunun altından geçeceksin, buradan yürüyeceksin, buna ateş edeceksin" gibi komutlar alıyormuşsunuz gibi hissettiriyor oynarken (Herhangi bir şeyi keşfetme gibi bir lüksünüz kesinlikle olmuyor ve bölümlerde ilerlemeyi aşırı kolay hale getiriyor). Ayrıca etkileşime girebileceğiniz materyallerin ve yolların aşırı şekilde parlayıp sönmesi (parlamanın da üzerine her bir etkileşimin üzerinde işaretler çıkması da cabası) ve haritanın neresinde olursanız olun etkileşim kuracağınız materyallerin hep aynı tipte gözükmesi de bu sorunlardan biri. Toprak zeminde de olsanız, kayalıklarda da olsanız, metal üzerinde de olsanız etkileşimde bulunacağınız yollar tek bir tip ve atmosferi zedeliyor. Arada bir "evet, şimdi biraz aramaya geçmem gerekiyor yolu galiba" dediğiniz zamanlarda ise Jesse abimiz "Galiba burayı patlatmam gerekecek." veya "Hmm tırmanmam gerekiyor." gibi cümleler mırıldanıyor ve gene aynı dar alana mahkum kalıyoruz. Ek olarak her etkileşime girdiğimizde ise karakterin belirli animasyonu yapması için beklememiz de gerekiyor. Yaratıklara karşı uçup kaçıp pata küte dövüşen bir karaktere sahibiz ve birçok yeteneğimiz var (Az önce bahsettiğim kısıtlanma mevzusunun en can sıkıcı noktası bu sanırım). Fakat yarım metrelik bir rampadan bile kendi isteğimizle atlamamıza izin vermiyor oyun. O son 1 adımı atıp, öyle inmemizi istiyor. Boss savaşları fazlasıyla zevk veriyor, gerçekten "old school" diye tabir edebileceğimiz biçimde boss savaşları mevcut. Fakat düz yaratıklarla savaş için aynı şeyi maalesef söyleyemiyorum. Oyun, aksiyonu başlatmak için sizin belirli alana girmenizi istiyor. O alana girdiğinizde mevzu başlar, mevzu bittiğinde ise gidilebilir yollar açılır, şeklinde ilerleme mevcut. Burada can sıkıcı nokta ise şu; örneğin Devil May Cry (Hack'n Slash olduğu için DMC örneğini vermekteyim) oyununda hemen hemen aynı sistem mevcut. Fakat DMC'de o alana girdiğinizde yaratıklar sağdan soldan, yerin altından veya alelade bir yerden gelip arena ortamını oluşturabiliyor. Fakat Evil West için durum biraz kötü. Alana girmenize birkaç metre kala, o alandaki yaratıkların kendi kendilerine içeride tabiri caizse "pazar yürüyüşü" ne çıkmış olduğunu görüyorsunuz. Kendilerince takılıyorlar bölgede. Ateş etseniz de, silah sıksanız da işlemiyor tabii. Ancak o alana girdiğinizde aksiyon başlıyor.
Olumsuz gördüğüm bölümleri bu kadar ayrıntılı yazmamın en büyük sebebi, oyun deneyiminizi büyük ölçüde zedelemesi. Hiçbir zaman atmosfere tam anlamıyla giremiyorsunuz. Ve bunu oyunun kendisi engelliyor. Şuradan bir koşup akar giderim diyorsunuz, ama oyunun belirlediği ölçüleri bir gram aşamıyorsunuz ve bu da sizin sürekli olarak atmosferden kopmanıza sebep oluyor. Sürekli gözümüze gözümüze parlaklığı vuran materyaller, ortamın bize vermek istediğini tamamen öldürüyor. Bir hışımla dövüşmek isteyip enerjinizi atmak istediğiniz anda 2-3 metre öteden (sırf alana girmediğiniz için) sanki siz yokmuşsunuz gibi yürüyen yaratıkları görmeniz, gazınızı bitiriyor. Bu yüzden oyun deneyiminiz bazı zamanlarda yarı yarıya bile düşüyor.
Kısacası oyunda tasarlanan evrenin orijinalliği, sinematik izlediğim yerler ve dövüş anları dışındaki tüm bölümler fazlasıyla kötü deneyimler yaşattı bana. Belirtilebilecek ufak tefek birkaç detay daha olabilir belki ama o detaylar tamamen kişiye göre değişiklik gösterebilecek veya göze çarpmayacak şeyler oldukları için yazmak istemedim.
Yukarıda yazdıklarım tabii ki şahsi görüşlerimdir. Şimdiye kadar oynadığım oyunlarda yaşadığım deneyimlere göre belirttiğim olumlu ve olumsuz düşüncelerim. Bunları sorun edinmeyecek veya görmezden gelecek arkadaşlarım illaki olacaktır. Farklı ve orijinal bir evren barındırmasından ötürü oyunu oynamanızı ve deneyimlemenizi tavsiye ederim.