Half-Life Review (Karitha)
Hep kaçtığım bir oyun oldu Half Life serisi. Bugün itibariyle ilk oyunu bitirdim.
Oyun güzel, zamanına göre muhteşem ama günümüzde hafif bayat kalabilecek bir oyun.
Oyunun iyi yanları:
- Hikaye anlatımı enfes. Her şeyi görüp yaşıyorsunuz, biri gelip size neler olduğunu anlatmıyor çünkü kendisi de bilmiyor bunu. İlerledikçe birşeyler görüyorsunuz ve kendiniz öğreniyorsunuz.
- Silah çeşitliliği ciddi bir şekilde büyük. Günümüz oyunlarında bu kadar çeşitli silah neredeyse yok.
- Grafikler zamanına göre güzel. O zamanki piyasanın üstünde bile sayılabilir. Ayrıca oyunda yükleme ekranı mantığı yok, başlıyor ve bittiğinde bitmiş oluyor. Bu da akıcılığı sağlıyor.
Oyunun kötü yanları:
- Hikaye anlatımı bazen az kalıyor. Oyun boyunca birşeyleri görüyorsunuz ama sebebini pek de anlayamıyorsunuz. Oyun bitince de bir çözüme ulaşamayan çok şey var.
- Grafikler zaman zaman acı veriyor. Özellikle Xen bölümünde heryerin dokusu aynı olduğu için üç boyut algımı çokça kaybettiğim oldu.
- Kontroller sinir bozucu. Oyun size sıkça parkur yaptırıyor ama karakterinizi havada kontrol edemiyorsunuz. E doğru olan bu değil mi diye soracaksanız, karakterimizin bir boyu var ve hiçbir şeye tutunamıyor. Yani ayağınızın altına gelmeyen hiçbir şeyin üzerinde duramıyorsunuz. Oyunun sonunda godmod açtım düşmekten dolayı.
- Kombat zaman zaman sıkıyor. Silahların bazıları çok güçsüz, onları çok kullanmanız mümkün olmadığından mecburi olarak kötü silahlar kullanmaya zorlanıyorsunuz. Oyunun en iyi silahı magnumun mermisini çok zor buluyordum.
-Kayboluyorsunuz. Çok fazla tünel var, bazı yerlerde tabela yok ve tekrar tekrar aynı tünelleri yürüyorsunuz. Defalarca tıkandım ve çözümün çok saçma bir yere girmek olduğunu fark edince sinirim çok bozuluyordu.
Genel olarak güzel oyun, ama yaşlandı. Herkes oynayabilir mi, bilemem. Ama halen stabil çalışmasına cidden hayran kaldım. Oyun boyunca sadece bir yerde save bozuldu, bethesda oyunlarından gelen quicksave bağımlılığı sayesinde kurtardım oyunu.