It Takes Two Review (Artian)
EDIT****
Oyunu sevgilimle oynamaya başladık. Hayatıma renk katan, aydınlatan biri. Son bölüme kadar geldik. Sonrasında benim hata payımın yüksek olduğu bir tartışma sebebiyle ayrıldık. Oyunu silmeye kıyamadım. Sonunu da merak ediyordum. Ayrıldıktan sonra birkaç kez oyunu bitirelim mi diye teklif ettim ama istemedi. Zamanla tekrar ilişkimizin başındaki gibi iki iyi arkadaş olduk. Sonra tekrar sordum, hem 2 ayrılan insanın hikayesi şuan bize daha çok uyuyor, bitirelim mi dedim. Sildiğini söyledi. Garip şekilde bir anlam yüklemiş alsam gerek üzüldüm. Birlikte baş başa güzel vakit geçirdiğimiz ilk co op oyunumuzdu. Sonunu merak etmiyor musun diye sordum. Hayır dedi. Ben yine de oyunu silmedim. Bir süre sonra oyunu silmiştim, Discord üzerinden konuşurken oynayacak oyun baktık. It Takes 2 silmeseydin keşke oynardık diye yine kaşındım. Kızmasını bekliyordum ama aslında silmediğini itiraf etti. Hemen tekrar indirdim. Ertesi gün ikimizin de müsait olduğu bir zamanda oyuna girdik. Bitirdik. *Spoiler* Son sahnede Cody ve May'in birbirine sarılması için "E" ye basılı tutmamız gerekiyordu. "Bassana" dedi. Ben de istiyor musun dedim. "İstemiyorsan basma o zaman" diyerek o da çekti elini. Sonra ben "E" ye basıp, "Ben istiyorum da, sen istiyor musun" dedim. "Bitirebilmemiz için basmamız lazım" cevabını verdi. Bastık. Karakterler sarıldı, öpüştü. Büyü bozuldu. Çocuklarının yazdığı mektubu okudular, çocuklarının yanına gittiler. Sarıldılar. El ele eve döndüler. Yazılar akarken bir süre sessizce izledik. Sonra kapattık. Artık silebiliriz oyunu dedim. Sonra biraz işi olduğunu söyledi çıktı Discord'dan. Dağıldık öyle. Üzerine konuşmadık. Zaten uzun süre ara verdiğimiz için vuruculuğu da gitmişti. Bu incelemenin sonunda mutlu son arıyorsanız, yok. Hala ayrıyız. Oyun mu, güzel. oynayın. Sevgiliniz varsa baya keyifli zaman geçiriliyor.
**** İncelemeyi okuyarak aynalama yapman güzel olmuş. İnsanlar hikayeyi iki açıdan da duymuş oldu oyunun doğasına uygun iki inceleme. Ancak birkaç düzeltme yapmak mecburiyetinde hissettim. İncelemeyi yazarken zaten kendimi suçladığım ve kötü hissettiğim dönemde yazdığımdan, zaten hatamı kabul ettiğim kısımları düzeltip üstelemen hoş olmamış. Anlaşabildiğin nadir insanlardan olmak, senin hayatımda bırakabildiğin gibi bir iz bırakmak güzel. Uğranılacak durak dramatizene gelmek istiyorum. Özel hayatımı anlatmayı çok sevmem ama isim kulanmadığımız için detaya gireceğim. Kendini uğranılacak bir durağa benzetmen hoş olmamış asla böyle düşünmüyorum. Yaşanan talihsiz, saçma ve suçluluk payımın yüksek olduğu olay sonrasında, sorunlarımı kabul ettiğimi, birlikte çözebileceğimizi belirtmiştim. Sense o psikolojiye girmek, seni düzeltmek zorunda değilim dedin. Bu durumda duraktan ayrıldıysam sebebi sensin. Kalmak için sonuna kadar uğraştığımı biliyorsun. Dediğin gibi özel psikoloğum değilsin beni düzeltmek, katlanmak zorunda da değilsin. Bunu düşündüm, saygı duydum ve gittim. Tartışmamız sonrası "seni bir daha göremeyecek miyim" dediğimde "arkadaş kalabiliriz istersen" dedin. Ben de seni kaybetmeye o an hazır olmadığım için kabul ettim bu kısım doğru, ama eksik. Sonrasında sürekli senle vakit geçirmeye çalışırken, beni göz ardı etmen. Başkalarıyla toplaşıp bir şeyler yapman. Birden instagram vs platformlar, oyunlardan tanıştığın yeni insanlarla özel dc odalarına girmen beni rahatsız etti. Evet ayrıldık, beni hiç alakadar etmez. Ama elimde olmadan rahatsız oldum. E zaten it takes 2 bittikten sonra da 3 gün falan hiç konuşmamıştık. Bu süreçte de iyileşme sürecimin daha hızlı ilerlediğini gördüm. Ama ne zaman seni stalk'lasam, başkalarıyla görsem sıfırlanıyodu süreç. Ben de kendi psikolojim ve sağlığım için seni görememek, ulaşamamak adına numaranı vs sildim. Ama engellemedim. Zira düşmanım da değilsin. Duraktan tamamen ayrılmamın sebebi kendi akıl sağlığımdı yani. Kimsenin dolduruşuna gelmedim. Eski yakın arkadaşınla olan sorunların, sizin ikinizin arasındaydı. İki tarafın da kendini haklı gördüğü bir yerde, alttan alan olmadığında sonuç bu oluyor. Konuyla uzaktan yakından zaten alakam yok. Kaldı ki bizzat sana, hayatıma renk katman ve yaşadığımı hissettirmen dışında güzel dostluklar da kazandırdın demiştim. Onları sevgilimin arkadaşları değil, benim de arkadaşlarım olarak görüyorum demiştim. Şimdi senle ayrıldık diye hiçbir husumetimin olmadığı arkadaşlarımla da mı birden görüşmeyi kesmeliydim? Çocukça ve manasız olurdu bana sorarsan. Seni hiçbir zaman çekiştirmedim. Platoniklerinin aksine ses kaydı alabilmek için yanımda sövmelerine de izin vermedim. Ne olursa olsun güzel zaman geçirdiğim bir insansın. Kimseye kötü konuşmadım, konuşturmadım. Hakkında hep iyi bahsettim. Zaten ilk 2 ay kendimi suçlayıp durdum. Platoniklerinin kulaktan doğma dolduruşlarına geleceğine bana yazabilir, sorabilirdin belki. Düşmanım değilsin. Benim de senin düşmanın olmadığımı umuyorum. Medeni bir şekilde ayrıldık diye hatırlıyorum. Anılarımda hala güzelsin. Bırakalım öyle kalsın. Biliyorsun söz hakkı doğunca konuşmadan yapamam. Kült bir steam meme'i olmadan, incelemenin daha fazla ırzına geçmeden burada kesiyorum. Yaşattığın ve hissettirdiğin her şey için teşekkürler. Hoşça kal.
Olga Jankowska sesinden Never Fade Away şarkısını armağan ediyorum bu incelemeye.