Max Payne Review (Gökhan)
Polis memurusun, her zamanki bir gün gibi iş dönüşü bir gün eve geliyorsun, yolunda gitmeyen bir şeyler var... Eve zorla girilmiş... Uyuşturucu bağımlıları tarafından eşin ve kundaktaki yeni doğmuş bebeğin öldürülmüş... Bir erkek için daha yıkıcı bir şey olamaz.
Bu oyunu bilgisayarla yeni tanıştığım zamanlarda, 2003 yılında oynadım. 8 yaşımdayım. O yaşlardayken bu oyun bana çok gergin hissettiriyordu. Hâlâ da o atmosferini koruyor, hâlâ bu oyunu görünce içim ürperir. Bu karanlık dünyayı, sanat tasarımlarıyla ve çizgi roman benzeri anlatım tarzıyla o kadar güzel yansıtmış ki... Buram buram işliyor o oyunun başındaki karanlık, korkutucu atmosferi. Bir intikam duygusuyla oynuyorsunuz oyunu. O acıyı hissediyorsunuz... Seslendirme, müzikler vs. her şeyiyle bir baş yapıt.
Okuma yazmayı yeni öğrenmişim, sırf oyunu daha iyi anlayabilmek adına İngilizce - Türkçe sözlük alıp kelimeleri çevire çevire oynuyordum. Tabii gramer falan hak getire yine anlamam mümkün değil ama o dönem oynadığım diğer oyunlarla beraber İngilizce kelime dağarcığıma büyük katkı sağlamıştı.
Her ne kadar satıştan kalkmış olsa da bu oyun çok özel bir oyun olduğu için 2-3 satır bir şey yazmak istedim.