logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Silent Hill 2

Wednesday, January 22, 2025 4:25:48 AM

Silent Hill 2 Review (GƆƆƉƔ)

Alone In The Town
Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi birine ''en çok neyden korktuğunu'' sorsak sizce nasıl bir cevap alırdık. Evet biliyorum bu sorunun cevabı çok çeşitli ve farklı olabilir ama bence bu soruya verilebilecek en dürüst yanıtlardan biri ''sormuş olduğunuz bu soruyu yanıtlamak'' cevabı olacaktır. Çünkü korku insanlar için seks kadar ya da bir karı kocanın yatak odası kadar hatta ergen erkeklerin bitmek bilmeyen banyo seansları kadar mahrem bir konudur

Korku kuşkusuz herkesin hissettiği çok doğal bir şeydir, ancak çoğumuz korkularımızı ifşa etmekten çekinir ve bunu gizlemek için elimizden gelen çabayı sarf ederiz. Ama ne yaparsak yapalım korku ortaya çıktığında tüm zihnimizi, bedenimizi ve ruhumuzu istila eder. Bir insanın korkusunu anlamak, o insan hakkında bilgi sahibi olmak demektir. Tüm insanlığın korkusunu anlamak, bu dünya ve evren hakkında kapsamlı, detaylı bir bilgiye sahip olmak demektir

Sanırım Silent Hill 2'nin yapımcıları böyle bir bilgiye sahip insanlar arkadaşlar. Biliyorum bu oldukça cesur bir iddia, ancak bu iddia için tek de olsa, elle tutulur, somut ve oldukça yeterli bir kanıtım var. O da tahmin edeceğiniz üzere Silent Hill 2 arkadaşlar !.. Eminim oyunu oynayanlar bana hak verecekler ve beni anlayacaklardır

Geçmişe dönüp şöyle baktığımda, Silent Hill 3 ve Silent Hill 4- Room oyunlarını oynadığımı hayal mayel de olsa hatırlıyorum ama hafızamda nedense Silent Hill 2 ile ilgili hiçbir şey yok. Şimdi oyunu oynayıp bitirince anladım ki ben Silent Hill 2 oyununu hiç oynamamışım. Bu yüzden bu inceleme oyunu ilk defa oynayan bir kişinin nevi şahsına münhasır değerlendirmeleridir

Silent Hill Amerika Birleşik Devletlerinin New England bölgesin de yer alan bir kasaba. Şüphesiz eskiden kırsal yapısı ve doğal güzellikleriyle bir çok turisti misafir etmiş ve ilgi odağı olmuş bir yer, ancak bire bir şahit olduğum için söylüyorum maalesef şimdi tam bir Cehennem. Eğer bir gün kendinizi oranın sisli sokaklarında yürürken bulursanız, bir kendinizi sorgulayın derim, muhtemelen korkunç bir şey yapmışsınızdır. Çünkü orası günahkarların kadim ama kötücül bir varlık tarafından cezbedilerek çekildiği ve yargılandığı bir yer ve bu yolculuk kendi kaygınız, korkunuz ve suçluluğunuz tarafından şekillendiriliyor

Bu karanlık varlık bilinçaltınızın en karanlık köşelerine sızarak kök salıyor ve hatırlamak istemediğiniz anları ortaya çıkararak hayata geçiriyor. Siz ne görüyorsanız, başkaları görmüyor çünkü bu sadece sizin için yaratılmış kişiselleştirilmiş bir kabus. Anlayacağınız üzere son derece berbat bir kasaba Silent Hill, ancak ne olursa olsun Silent Hill bir video oyununda anlatılmış en iyi, en duygusal yüklü hikayelerden birine ev sahipliği yapıyor ve bu berbat kasaba ve içinde yer alan kötücül varlık, bir şekilde bizim gibi ''masum '' insanları da cezbederek bu muhteşem hikayeye tanıklık ettirmeyi başarıyor

Öncelikle şunu belirtmek isterim. Silent Hill 2 son yıllarda gördüğüm en iyi atmosfere sahip oyunlarda biri, yani içinde yaşanılan ve etkisinde kalınan ortamı, havası muhteşem. Kasabaya adımınızı atar atmaz kendinizi yoğun, kasvetli ve enigmatic bir sisle kaplı bir yerde buluyorsunuz. Zaten sis içinde barındırdığı belirsizlikle her zaman ürkütücü gelmiştir bana. Hani bir söz vardır '' Havanın sislisine, insanın sinsisine dikkat et '' diye, işte bu oyunu oynarken bu söz mottonuz olsun arkadaşlar; çünkü o karanlık beyazlık, hem orada olduğunu bildiğiniz hem de nerede olduğunu bilmediğiniz şeyleri de gizlemeyi çok iyi başarıyor

Etrafınızda sürekli bir takım sesler,tıkırtılar ve inlemeler duyuyorsunuz. Tehlikeyi hissediyor ama bir türlü göremiyorsunuz yani oyundaki sis kendinizi savunmak için gereken ayrıntıları çok iyi gizliyor ve sizi bir nevi paranoya haline sokuyor. Kendinizi sürekli herhangi bir yerden gelecek herhangi bir şeye yanıt vermeye hazırlarken buluyor ve haliyle gerim gerim geriliyorsunuz

Sis demişken, oyunun sisli sokaklarında cüzdanını kaybetmiş köşe bucak arayan biri gibi tırım tırım gezerken; nedendir bilinmez aklıma gelen ilk şeylerden biri Stephen King’in The Mist kitabı oldu. Yeri gelmişken okumayanlar için önermek isterim. Gerçi kitap severler büyük olasılık bu kitabı yalayıp yutmuştur. Bu kitabın özelliği kitaba adına veren Mist de dahil Stephen King’in yaşamının farklı dönemlerinde kaleme aldığı, büyüleyici ve ürpertici yirmi iki öykü içermesi ve size garanti ederim hepsi birbirinden güzel. Şu aralar okuyacak bir şeyler arıyorsanız alın okuyun ve üzerini de Silent Hill 2 oynayın. Alın size mis gibi muhteşem bir kombo.
( Bu arada kitabı almaya niyeti olanlar için (ki hiç sanmıyorum) kitabın piyasada iki tane sürümü var. Benim tavsiyem -Tam Metin- sürümünü almanız, diğeri sanırım hem okunması hem de maliyeti azaltarak satılması kolay olsun diye oldukça kırpılmış yani neredeyse sayfa sayısı yarıya yarıya azaltılmış )
Sis olayını bir tarafa koyarsak eğer atmosfere katkı yapan diğer şeyler ise çevresel detaylar ve çevresel hikaye anlatımı. Bir kere kasaba tamamen terk edilmiş ama her yerde geçmişe dair yaşam izleri var. Bir benzin istasyonunda hala motoru çalışan bir araba duruyor. Dükkan Pencerelerinde satışları yapılan malların ve yaklaşan etkinliklerin reklamını yapan tabelalar asılı. Duvarlara tuhaf, şifreli mesajlar karalanmış, bize cryptic mesajlar veriyor. Sağ da sol da bulabileceğiniz gazete kupürleri ve notlar kasabanın karanlık geçmişine dair bilgiler veriyor yani anlayacağınız dikkatli oyuncular için tonla detay var

Oyunun hikayesine gelecek olursak bayıldım desem yeridir. Özellikle hikayenin temasına ( ki yukarıda biraz bahsettim) ve sunuş tarzına ama bu konu hakkında ufak bir şerh koymak zorundayım. Çünkü Silent Hill 2 hikayesini anlatmaktan ziyade daha çok gösterme eğiliminde bir oyun. Bu sembolik, imgesel ve muğlak anlatım ilk başlarda anlaması zor, kafa karıştırıcı gelebilir ve cevapladığından daha fazla soru ortaya çıkardığını da bir gerçek, ancak oyunun başlarında anlamak da zorlandığınız şeyler oyunda ilerledikçe kademe kademe daha anlamlı hale gelmeye başlıyor yani oyunda ulaştığınız her nokta geride bıraktığınız her noktayı daha da anlamlı hale getiriyor, bir nevi geri dönük zincirleme reaksiyon gibi

Aslında bu oyun için söyleyecek çok şeyim var ama maalesef Steam'ın incelemeler için koyduğu karakter limitine takılmak üzereyim. Kısaca toparlamam gerekirse Silnet Hill 2 beni pek çok açıdan tatmin etti ve oynarken büyük keyif aldım diyebilirim. Bir kere grafikleri,ses tasarımı çok iyi ve oyunun eşsiz atmosferine büyük katkı sağlıyor. Silent Hill kasabasında gezinmek, her türlü izbe ve ürkütücü yeri keşfetmek, nesneleri toplamak, incelemek ve bulmacaları çözmek oldukça tatmin edici. Yaratık çeşitleri az da olsa benim bu güne kadar oyunlarda gördüğüm en garip, en ürkütücü, en orjinal tasarımlara sahipler diyebilirim. Gerçekten yer yer sizi korkutmayı ama sürekli diken üstünde tutmayı başarıyorlar

Bir çok kişinin hem fikir olduğu gibi bu oyun çok iyi bir korku hayatta kalma oyunu. Evet bence de oyunun yüzeyinde durum böyle ama biraz deşeler ve kafa yorarak derinliklerine inerseniz orada korkudan daha çok hazin bir kalp burukluğu ve yoğun bir hüzün hissedeceksiniz
Orada James'ın, Eddie'nın, Angela'nın ruhsal çalkantılarını, hissettikleri suçlulukları ve bastırılmış duygularına tanıklık edeceksiniz
Orada kişisel bağlar kuracak ve kim bilir belki siz de benim gibi bu oyunda kendinizden bir parça bulacaksınız
Orada Silent Hill 2'nın sanatını, video oyunlarının bir sanat eseri olduğunu keşfedeceksiniz. Çünkü video oyunları güzeldirler, hüzünlüdürler, trajiktirler ve sizi gülümsetebilir, incitebilir düşündürebilir en önemliside size hissettirebilirler... Tıbkı Silent Hill 2 'nın yaptığı gibi
Son söz olarak ne yapıp ne edip bu oyunu oynayın arkadaşlar ama acele etmeden sindire sindire oynayın eğer koştura koştura oynarsanız buz dağın altındaki tüm güzelliği ıskalarsınız diyor ve bitiriyor ve okuyan herkese teşekkür ediyorum

https://www.youtube.com/watch?v=qTKlVbNenn4