Spec Ops: The Line Review (MayaC0re)
Spec Ops: The Line, çok kolay bir şekilde benim "Oynadığım en iyi oyunlar: Favorilerim" listesine girer. Eskiden, küçükken, oynadığımda sadece adam vurduğumuz, standart bir oyun olduğunu düşünüyordum. Ancak yakın zamanda tekrar oynadığımda hiç de böyle olmadığını ve gerçekten derin, işlemek istediği bir şeyler olduğunu anladım.
UFAK SÜRPRİZBOZANLAR İÇEREBİLİR!
Öncelikle şundan bahsetmeliyim ki, bu oyunu iyi yapan şey/şeyler (evet iyi bir oyun) müthiş inanılmaz grafikleri, yeni nesle adapte oynanış mekanikleri ya da hayrete düşüren hikayesi değil. Bu oyunu çok iyi yapan şey sıra dışı hikayesini, inanılmaz farklı ve enteresan bir biçimde sunuyor olması.
Oyuna başladığımda soluksuz bir 4.5 saat içerisinde bitirdim. Kısaca oyun, 3 kişilik bir Delta Timi’nin, Dubai’deki bir tahliye operasyonuna öncülük etmesi için dışarıdan basitçe gözlem yapıp tahliye için uygun olup olmadığını raporlaması istendiğinde, timdeki yüzbaşının (Bizim de oynadığımız karakter, Yüzbaşı Walker) bir sebepten ötürü daha da aşırıya zorlaması ve hiç durmaması üzerine başından geçen olayları yaşatıyor.
Bitirdiğimdeki ilk düşüncem, kafa karışıklığının yanı sıra, yapmak “zorunda olduğuna” inanan bir yüzbaşının yaptığı tercihlerden beklenen sonucu alamadığında tamamen delirerek, her şeyi kendi kafasında kurabiliyor olma(?) ihtimaliydi. Oyunda seçimler yapılabiliyordu, kötü bir adamın acısına son vermek ya da vermeyip yaptıklarının bedelini ödeyerek feci bir şekilde ölmesine izin vermek gibi. Bu hikaye süresi boyunca birden fazla bu şekilde seçenekler önümüze sunuluyor. Siz doğru düşündüğünüzü sanmadan ben söyleyeyim, hayır. Oyunun sonu bu seçeneklerden etkilenmiyor. Yaptığınız bu seçenekler oyunun gidişatında, size oyunun hikayesinin nasıl bir şey olduğunu ve nasıl algılamanız gerektiğini göstermek amaçlı ipuçları sunmayı sağlıyor. Oyunun sonunu, sonda ayrıca tercih yaparak dört farklı şekilde bitirebiliyorsunuz.
Kafada kurabilme olma ihtimalinden bahsetmiştim ya? Bu sefer oyunu oynarken dikkatli oynuyordum, çünkü artık hikayeye önem veren bir insanım. Oyunun başlangıcındaki helikopter sahnesi aynı zamanda oyunun sonuna yakın bir bölümde de geçiyor. (doğal olarak, klişe gibi) Oyuna başlayıp ilerledikten sonra aynı bölüme geldiğinizde ana karakterimiz Walker “Bir şeyler doğru değil, bunu zaten yaptık.” diyor. Takım arkadaşları “Anlamadık?” deyince “Boş verin gitsin.” diyor. Bunu fark ettiğimde çok mutlu olmuştum. Çünkü gerçekten artık hikayeye odaklanabildiğimin bir kanıtı olmasının yanı sıra, karakterin dördüncü duvarı yıktığını düşünerek bir easter egg keşfettiğimi düşünmüştüm. Ancak hiç de öyle değilmiş.
Hikayenin tamamını anlatacak değilim, mümkün olduğu kadar sürprizbozansız bir inceleme olmasını isterim. Hikaye anlatımı ve hikayesi, yukarıda da özet olarak bahsettiğimden çok daha psikolojik olarak ilerliyor. YouTube üzerinden Max Derrat - Spec Ops: The Line - Story Explanation and Analysis isimli bir videoyu ŞİDDETLE ÖNERİRİM. Maalesef Türkçe altyazısı bulunmuyor ancak basit ve sade bir anlatımla bu kadar kompleks bir yapıyı çok başarılı anlatmış bulunuyor kendisi, benden onay aldı. (:D) Biraz da diğer niteliklerden bahsedelim.
Oynanışı çok basit ve keyifli. Gerçekten, ben her 3 oynayışımda da bitirdiğim de "Amma çok adam öldürdüm yaw" dedim. Eğer cidden sinir/stres atmak istiyorsanız ve bunu da ortalama bir vuruş hissiyatı ile kötü insan öldürerek yapmak istiyorsanız Spec Ops: The Line bunu başarıyor. Çok iyi şeyler beklemeyin derim ancak ortalama ve ortalama üzeri derim açıkçası. Oynanıştan çok hikaye ve hikaye anlatımına odaklandığı için biraz eksikleri var.
Geçenlerde YouTube'da ilginç bir videoya rastladım ve anlaşılan oyunda 3.parti/harici hiçbir ekleme olmamasına rağmen yeterince dikkatli dinlerseniz düşmanlar Türkçe de konuşabiliyorlarmış. "Spec Ops: The Line Türkçe Konuşan Herifler" yazarak bulabilirsiniz.
ÇOK UZUN, OKUMADIM:
Yoğun hikayeli oyunları seviyorsanız ve bunun yanında da "Biraz stres atmak istiyorum az da (!) düşman öldüreyim" diyorsanız, Spec Ops: The Line aradığınız oyun. Yoğun travmatik-psikolojik olay örgüsünü zengin ve benzersiz bir şekilde anlatıyor, size izafi olarak zor sayılabilecek tercihler yaptırıyor ve sonunu kesinlikle beklenilmez bir şekilde karşınıza koyuyor. "Ben ne yaptım?, Neden böyle yaptım? Başka türlü yapabilir miydim?" gibi sizi krize sokması muhtemel. Grafikleri, vuruş hissiyatı, oynanışı belki çok iyi olmayabilir ancak kötü hiç değil. Bu ortalama oynanış, bence bu oyunu deneyimlemek için en az bir defa da olsa çekilir. İndirimde 10₺'ye kadar düşüyor. Bence bir deneyin derim.
29.04.2022 orijinal inceleme:
Bu oyunu küçükken oynadığımda, oyun bittikten sonra aklıma kalan tek şey "Ula amma çok adam öldürdüm la" idi. Ancak şimdi dikkatli oynadığımda, oyunun felsefik, psikolojik yanının inanılmaz ağır olduğunu ve buna hayran kalmamak için aşırı bir çaba sarf etmem gerektiğini fark ettim.