Subnautica: Below Zero Review (-Ahsen-)
Bu oyunu, İlk oyunu 100 saat oynamış biri olarak inceliyorum. Bu inceleme yazıldığı sırada oyun toplam 34 saat oynanmış, tüm başarımları bitirilmiştir.
İlk oyunda beni cezbeden şey okyanusun ve önümüzü göremememizin yaşattığı korkuydu. Bu korkuyla oyunun keşfi ödüllendiren haritası birlikte çok tatmin edici bir deneyim sunuyordu. Bu oyunda da aynı hisleri almayı başardım. Oyunun oyuncunun elinden çok tutması, keşif hissinin kısıtlanması gördüğüm kadarıyla önceki oyunu seven fakat bunu sevmeyen insanların en büyük eleştirisi olmuş durumda. Buna tam anlamıyla katılmasam bile hak verdiğim noktaları var. Mesela eve döndüğümde veya araca bindiğimde birinin beni arayıp şurada şöyle bir şey olabilir git bir bak demesi benim de hoşuma gitmedi. Ama keşif hissini tamamen yok etmediğini söylemem gerek. Çünkü bize verilen konumlar çoğu zaman kesin konumlar değil. Aradığımız asıl şeye yaklaşmamızı amaçlayan konumlar. Bize görev veren kişilerin oyunun sevilen bir özelliği olan ''yalnızlık'' hissini baltaladığını söyleyenler olmuş. Haklılar. Ama beni çok rahatsız etmedi.
Oyunla ilgili katılacağım bir başka olumsuz eleştiri ise oyunun karada geçen kısımları oldu.
Kara kısımları oyunun teknik açıdan yetersiz olduğunu kanıtlar nitelikte. İlk oyunda toplasak 1-2 saat süren kara kısımları bu oyunda yaklaşık 7-8 saat sürdü. Orada burada onu bunu toplamak dışında uğraşmamız gereken üşüme sorunumuz var. Karada bize zarar verebilecek canlılar eklenmiş. Ve karada ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla yeni bir araç eklenmiş. Kısaca kara eklemişler oyuna ama çok kaliteli değil.
Karada keşif yapmak okyanusta keşif yapmak kadar zevkli değil. Okyanus kısmıysa benim için keşfedilecek yeni bir dünya oldu. Bu da tam benim istediğim ve sevdiğim şeydi zaten.
Araçlardan bahsetmem gerekecek olursa ilk oyundan bir tek Suban Giysisi duruyor. Karada ulaşım için Kar Tilkisi diye motosiklet tarzı bir araç oyuna eklenmiş. Şahsen ben çok kullanmadım çünkü her ne kadar hızlı da olsam yaratıklara karşı genelde aşırı savunmasız kaldığımı hissettim. Bir de Deniz Tırı var. Denizde kullanmamız için tasarlanmış. İlk oyundaki yavaş ancak adeta ev gibi kullandığımız Cyclops ve hızlı ancak ulaşım dışında pek bir işe yaramayan Seamothun birleşimi olmuş. Bunun kullanımı ise modül yaparak oluyor. Mesela araca ekstra depolama alanı istiyorsam depolama modülü yapmam gerek. Üretim bölmesi istersem Fabrikatör modülü yapmam gerek. Bunda derdim yok. Çeşit çeşit modülde ekleyerek ilgi çekici bir hale getirebilirlermiş. Benim derdim bu aracın 3 modül takılıyken bile çarpmasının aşırı kolay olması. Sürmek kimi zaman işkence oldu benim için. Araç ilk oyundaki Cyclops tan daha küçük olmasına rağmen Cyclops kadar yer kaplıyor. Üstelik cyclops ta çarpabileceğimiz şeyleri gösteren uyarılar çıkarken bunda öyle bir durumda yok.
Çok sinir bozucu ancak oyunun belli başlı biyomları haricinde çok bela olmadı.
Bu oyunda hikayeyi takarmısınız bilmiyorum. Yine de anlatmam gerekirse kardeşimizin ölümünü araştırmak üzerine gezegene geliyoruz. Kardeşimizin bir şeylerin peşinde olduğunu öğrenince de onun yarım bıraktığı işi tamamlamaya karar veriyoruz. Bayık oraya buraya gitmemiz için araç olmaktan ileriye gitmeyen bir hikaye.
Bunun haricinde küçük yenilikler gelmiş. Mesela yapmak istediğimiz malzemeleri işaretleyip ihtiyacımız olan kaynakları kolayca görebilmek şahane bir yenilik. İlk oyunda böyle bir şeyin olmaması çok üzücüydü zaten. Koyduğumuz işaretleyicilerin renklerini falan değiştirebiliyoruz. Hoş. Casus penguen eklemişler. Kendi fotoğrafımızı çekmemizi ve karadayken bizim giremeyeceğimiz küçük alanlara girebilmemizi sağlıyor. İnşa edebileceğimiz şeylerin sayısı bir tık artmış. Çeşitlilik için bayağı çaba harcamışlar. Hatta en sevdiğim yenilik bu ıssız gezegende müzik kutusu yapıp müzik dinleyebilmemiz oldu. Gemi kalıntılarından ve terkedilmiş araştırma üslerinden müzik diskleri bulup müzik dinleyebiliyorsunuz.
Oyunun müzikleri ilk oyunda ki kadar iyi değil ancak yinede güzel. Müzik kutusundaki müzikler oyunu oynayıp seven insanlar tarafından yapılmış. Aklımda kalan tek şarkı Miracle Of Sound'ın Deep Blue şarkısı oldu.
Hemen hemen her survival oyununda olan kanser oyun içi hatalar ise ilk oyundakinden daha azlar. Oyunumu bozacak bir hatayla karşılaşmadım ancak hatalar sinir bozucular. Yerine görede komikler.
Türkçe çevirisi ise hiç fena değil çeviren kişi güzel bir çeviri yapmış. Eline sağlık.
Kısaca yorumum ilk oyunun ardından oyuna doymadıysanız, oturun oynayın keşfetmesi hala çok zevkli.