logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-The Witcher 3: Wild Hunt

Monday, October 4, 2021 5:48:35 PM

The Witcher 3: Wild Hunt Review (Ksenofanex)

Nereden başlamalı bu efsaneyi övmeye? Çoğu zaman, hatta neredeyse her zaman, efsane olarak addedilen şeyler, esasen öyle oldukları için değil, öyle sanıldıkları için efsane olarak anılırlar. Ama bu sefer değil. Bu sanat eseri, çıktığı günden bu yana sadece sattığı kopya adedi, aldığı övgü dolu incelemeler ve yüksek oy oranlarıyla değil, bir evreni ustalıkla ve sıra dışı bir şekilde yaratarak o evrenin farklı biçimlerde de yaratılmasını mümkün kıldığı için de efsane statüsünü sonuna kadar hak ediyor. Bu oyun ve serisi olmasa ne Witcher kitapları hak ettiği üne ve değere kavuşurdu, ne de dizisi dahil olmak üzere envai çeşit türde sinemaya uyarlanırdı. İşte o yüzden, insan, överken bile nereden başlayacağını bilemiyor, her kelimesini ve cümlesini, adeta hak ettiği değeri veremeyecekmişçesine özenle seçiyor.
İnsana, överken kullanacağı kelimeleri; deyimleri ve yakıştırmaları bile yetersiz gördüren, kelimeleri kifayetsiz bırakan, zaman zaman kitaplarını, orijinal romanlarını bile gölgede bırakan bu başyapıt, sanatla; teknolojiyle ve hayal gücüyle taçlandırılmış olanından.
Eşine çok az rastlanır türden mükemmeliyete sahip bir evreni barındırıyor içinde. Bu mükemmellik; kusursuzluktan değil, tam aksine, kusurlarına rağmen mükemmel oluşundan kaynaklanıyor. Her bir köşesinden irili ufaklı onlarca gizli ve bariz detayın bulunduğu, her bir karakterinin ayrı bir renkte ve tonda olduğu, her bir olayının ayrı mizahi, çok katmanlı ve şaşırtıcı bir yanının bulunduğu, seçimlerin ve sonuçlarının öngörülemez ve yanıltıcı olduğu bir dünyada vuku buluyor her şey. Klişe olmayan; gerçekçi, derin ve sarkastik bir narratifle sunulan bir dünyada.
İnsanlığın hayal gücünün ve yaratıcılığının doruk noktası ve nihai fiziksel tezahürü olan bu klas yapım; nefes kesici bir evreni, gerçekliği ve macerayı deneyimlemenizi değil, tam anlamıyla "yaşamanızı" sağlıyor. Bütün benliğiniz ve duyularınızla. Zira her bir bölgesi birbirinden etkileyici ve son derece farklı onlarca bölge ve haritada adeta usta bir ressamın ustalık eseri olan tablosunun içinde geziyormuşsunuz gibi ayrıcalıklı bir hisle sarıp sarmalıyor sizi. Daha oyunun en başında ayaklarınızı yerden kesiyor ve bütün serüven boyunca da ayaklarınız yerden kesilmiş ve nefessiz kalmış bir şekilde tüm Kıta'yı size arşınlatıyor.
Bu Kıta; fantastik bir dünya, gerçek olsaydı, nasıl olurdu sorusunun en gerçekçi ve etkileyici yanıtı. Barış olduğu gibi, savaş ve soykırım da var. İyilik olduğu gibi, kötülük de var, fakirlik olduğu gibi, zenginlik de var. Efsanevi, mitolojik yaratıklar ve egzotik ırklar olduğu gibi, ırkçılık ve zenofobi de var. Büyü olduğu gibi, hurafeler ve yobazlık da var. Ve pek tabii, her evrende, her gerçeklikte neredeyse aynı olan, politika ve insan doğası da var. Ama her şeyden de öte, bütün bunları kusursuz bir uyum ve beceriyle harmanlayan ve sunan bir oyun var. İnsanın içinden çıkmak istemediği ve bıkmadığı.
Demem o ki, sizi bekleyen büyüleyici bir evren ve destansı bir macera var, doyasıya tadını çıkarın!