Tunic Review (Dalek)
Souls oyunlarına bayılan, soulslike oyunları da deneyip sevmeye çalışan birisi olarak TUNIC'e bayıldım diyebilirim. Hollow Knighttan sonra ilk kez souls like bir oyun bende bu denli etki yarattı.
Tunic'e başladığımızda oyun bize hiç bir şey anlatmadan hop diye dünyasına atıyor. Ne yapacağımızı öğrenmek tamamen keşfetmeye bağlı. Böyle bir durumda bizim en büyük yoldaşımız yanımızda taşıdığımız kullanım klavuzumuz. Etraftan bulduğumuz sayfaları birleştirerek hem oyunun hikayesini öğreniyoruz, hem haritalar elde ediyoruz, elde ettiğimiz eşyaların ne işe yaradığını anlıyoruz, hem de oyun bize bulmacalarla alakalı bir kaç ipucu veriyor. Fakat burda da şöyle bir durum var, bu klavuzun sayfaları tamamen anlaşılmayan bir dilde. Yani sayfaları bulduğumuzda iş bitmiyor, sayfalardaki detaylara iyice bakmak da gerekli. Oyunun bu hikaye anlatım tarzını ben çok beğendim, oyuna bağlanmamı sağlayan kilit unsurlardan oldu diyebilirim.
Souls oyunlarının yaptığı en iyi şeylerden birisi olan level dizaynı'da tunic oyunu da harika bir şekilde başarmış. Bu durum oyundaki keşif hissiyatını olgunlaştırıyorken, yapımcıya ve oyuna hayran bıraktırıyor insanı. Bunun yanı sıra savaştığımız düşmanlarında hafife alınmayacak cinsten olduğunu anladığımız zaman artık basit bir combat sistemine sahip oyun olmaktan çıkıp, bir souls like oyunu oynadığımı bize sonuna kadar hissediyor ve oyundan aldığımız hazzı büyük ölçüde arttırıyor. Açıkcası bu oyuna başlarken soulslike bir oyun olduğunu bilmiyordum ve ilerledikçe souls elementlerini kendi dünyasına harika bir şekilde uyarlanmış olmasıyla karşılaşmak beni keyiflendirdi.
Combat sistemi basit ama yeterli. Klasikleşmiş can iksiri ve mana iksirinin yanı sıra bir kaç bomba edinebiliyoruz. Ve dayanıklık yenilemeye, hasarımızı arttırmaya yarıyan bir kaç item var. Bunların sayısı az ama dediğim gibi yeterli. Fazlasını aramıyorsunuz. Souls oyunlarında yüzüklere karşılık gelen yetenek kartları bulunuyor. Bu kartlar özelliklerine göre size buff veriyor, fakat burda da sorun var bu kartların ne işe yaradığını anlamak gerçekten zor. Klavuzda da yazmadığı gibi eğer sayfayı bulursanız sadece isimleri yazıyor. Ne işe yaradığını bulmak için denemeniz lazım. Bazılarını deneseniz de anlamıyorsunuz :D
Combat sisteminde beni sinir eden bir durumdan bahsetmek istiyorum. Kaçınma hareketi kullanarak küçük bir saniye dokunulmaz olabiliyoruz ve kaçınma hareketi oldukça işlevsel. Fakat kılıç kullanan düşmanlara karşı bir sorunun var kaçınmanın. Özellikle bosslarda çok başınıza geliyor. Rakip saldırı animasyonunu başlattığında kaçınıyorsunuz ve eski olduğunuz yere saldırı yaparken bir anda dönüyor ve yeni konumunuza atak yapıyor. Çoğu durumda hasar yemenize belki de ölmenize neden oluyor. Bu kaçınmayı tam doğru kullanmak için çok küçük bir saniye aralığını tutturmak gerekiyor. Bu da biraz zor.
Oyun süresini düşünürsek boss sayısının az olduğunu söyleyebilirim. Bazı bölgelerde boss bile yok en azından her bölgede bir boss olsa ve bölgeyi tamamlasaydık çok daha keyifli olurdu. Ama boss tasarımları güzeldi ve oyunun temasının elverdiği kadarıyla epicleştirmeye çalışılmıştı. Özellikle kulenin tepesinde kapıştığımız o boss'un temasını gerçekten çok beğendim.
Harita dizaynı benim için bir kaç kusur dışında mükemmel, hayran kaldım. Kusur olarak ifade edebileceğim durum ise şu; izometrik bakış açısıyla oynuyoruz ve kamera açısını biz değiştiremiyoruz. Bu durum da perspektif açıdan neredeyse görülemeyecek gizli geçitleri görememeyi veya bulmacalardaki ayrıntıları görmeyi zorlaştıran bir durum haline gelebiliyor. Oyunda bir çok gizli geçit, hazine veya bulmaca olduğunu düşünürsek bu durum önemli bir sorun haline geliyor.
Kısacası TUNIC çoğu anlamda çok beğendim ve hayranlıkla oynadığım bir oyun oldu. Üzüldüğüm bir nokta ise 2022 yılı oyun ödüllerinde TUNIC'ın en iyi bağımsız oyununu kazanmasını isterdim. Hiç bir ödül alamaması da hak ettiği değeri görmediği düşüncesini uyandırıyor bende.
https://www.youtube.com/shorts/vpNkRUSIl30