Beyond: Two Souls Review (vitoria*)
Benim için bambaşka ve tarifi zor bir deneyimdi...
Beyond: Two Souls, doğduğundan beri içerisinde bulunan olağandışı bir varlık ile yaşayan Jodie'nin hikayesini anlatıyor. Bu anlatım içerisinde Jodie ve onunla beraber yaşayan ruhani varlık Aiden'ı kontrol ediyoruz. Jodie'nin küçüklüğünden büyüklüğüne kadar yaşadığı zorluklara, güzel anlara, kırılma noktalarına kısacası Jodie'nin kendini bulma ve keşfetme evrelerine şahit oluyoruz. Yer yer onunla birlikte üzülüyoruz, yer yer ise onunla beraber mutlu oluyoruz. Uzun lafın kısası bu oyunda kalbimiz de aklımız da Jodie oluyor.
Oyun, diğer Quantic Dream yapımlarında olduğu gibi çoğunlukla sinematik odaklı ancak ara ara sizlere de kontrolü veren ve özgürlük sağlayan bir tarzda karşınıza çıkıyor. Kaderinize, yaşananlara kısacası ortadaki hikayeye büyük oranda müdahalede bulunamıyorsunuz ancak bir parçası olduğunuzu sonuna kadar hissediyorsunuz. Elliot Page, Willem Dafoe gibi büyük isimlerin voice-face performansları, sinematikler, aktarılan duygular ve enfes besteler ile oynarken şahane bir deneyim tatmış oluyorsunuz. Oyunu daha önce PlayStation 3 üzerinden birkaç saat oynamış olsam da bilgisayar üzerinden tamamen deneyimledikten sonra ortadaki yapıma hayran kaldım. Her oyunda değildir ancak bu oyun özelinde gerçekten karakteri anlamam ve onun duygularına ortak olabilmem çok önemliydi. Çünkü bu yapımın oynanış tarzı aşırı sevdiğim bir tarz değil. Ve yapıma tutunabilmem için bir sebebe ihtiyacım vardı. Bu yapım dilediğimi bana fazlasıyla verdi. Jodie ve onun hikayesi benim için çok ama çok büyük bir deneyimdi. Tüylerimi diken diken de ettiği de oldu, gözyaşlarımın akmamak için zor dayandığı da. Ben Beyond: Two Souls'tan fazlasıyla etkilendim demek ve bu incelemeyi daha da uzatmamak istiyorum. Mutlaka oynayın, deneyimleyin.