Crusader Kings III Review (TİNA)
inceleme yazmak sevap oldu. oyuna düşes mathilda ile başladım, stressiz tasasız italyanın orada çiftçilik yapıp komşularla anlaşmalar yapıp kendi halimde kafa dinlemelik bir oyun oynamak istiyordum, peki nasıl mı acımasız bir tirana dönüştüm? bende bilmiyorum ama anlatayım gelin.
kendi halimde takılıyor vasallarımla ilgileniyor anlaşmalar yaparak vergileri arttırmaya çalışıp güzel bir ekonomi kurdum, başıma ne geldiyse ordu merakından geldi, zırhlı atlılar vardı ve aşırı pahalı birliklerdi, savaş zamanındada ekonomiyi yiyip bitiren türde yüksek maliyetlere sahipti. başta planımda bu yoktu ama barışı korumak için güçlü ordu şart diye düşündüm ve asla geri alamayacağım bir hamle yaptım, ekonomime güvenerek öyle güçlü bir ordu yarattımki gücümün ben bile farkında değildim. ve en iyi şampiyonlarla donattım ordumu.
düşes mathilda iyi bir diplomat bilge bir lider, çok zeki bir hükümdardı. oyunda kadın bir hükümdar olmanın zorluğunu hissediyordum. papa hemen dibimdeydi ve onunla çok iyi geçiniyordum nereden bilebilirdimki ileride tüm hristiyanlığa savaş açacağımı, herşeyden habersiz şehirlerimi genişletiyor ekonomimi güçlendiriyordum.
birgün küçük bir kontluk dinini değiştirdi ve papa adına savaşa girdim topraklarıma kattım o kontluğu ve papayla aramı daha iyileştirdim, oyunda ilk defa savaşmıştım, rakibim çok güçsüzdü ve zevk almıştım. sonra istemsizce elim onun yandaki başka küçük kontluğa değdiç saldırma teşebbüsünde bulundum sonra onun yandaki derken çiftçilik simülatör yapmak için girdiğim oyunda istemsizce topraklarım büyüyordu.
düşes mathilda bir güç sarhoşluğu içerisine girmişti. oyundaki en güçlü orduyu kurmuş ve dibimdeki küçük toprakları ele geçiriyordum. ekonomim daha güçlüye gidiyordu. zirvenin zirvesini yaşadığını düşünüyordum, fakat zirvedeki küçük bir basamaka çıkmışım sadece nereden bilebilirdim?
birilerinin bana savaş açma ihtimaline karşı siyaset evliliği yaptım güçlü bir müttefikle. fakat evlendikten sonra kocama aşık oldum. o anlayışlı nazik kibar ve birazcıkta aptaldı. akıllı olmasına gerek yok benim bilgeliğim ikimizide yeterdi. ama onu çok sevdim.
papa haçlı savaşını ilan etmişti, o güçlü ordumun kışlada durmasa gerekmiyordu. hedef bölge endülüstü. bu savaşta tek başıma bir çok orduya karşı savaştım. ordum o kadar güçlüydüki yenilmez olduğumu o savaşlarda anlamıştım. ve benim yüksek gayretimle haçlı savaşını kazanmıştık. papa ile ilişkim o kadar iyiydiki kendisi arkadaşım bile oldu bu savaştan sonra.
seçimlerim stresimi arttırmıştı, mathilda çok şeyi düşünüyor ve kendisini kanıtlaması gerekiyordu. ordunun ondan beklentisi büyüktü, böyle bir ordunun kışlada heba edilmemesi gerekiyordu, ilk olarak savaşta esir aldığım herkesi işkenceler ederek ve geberterek stresizimi azalttım. ne zaman stres artsa birilerinin kelleleride gidiyordu. kocam yolculuk yaparken beni korumak için hayatını kaybetmişti. aptal kocam dövüşmeyi bile bilmiyordu ama beni korumak düşmanlarla tek başına yüzleşti. bu durum mathildanın hayatını derinden etkileyecekti. artık sevgi yoktu sadece kan ve gözyaşı vardı. HERKES İÇİN!
her önüme gelene savaş ilan ediyordum, kutsal tarikatlar kuruyor, yüksek ekonomimle papaya para vererek her yerden toprak hak iddaası yaparak herkese saldırıyordum. papa benim gibi güçlü hükümdarın onu korumasından memnundu. sicilyadaki tüm müslimleri tek tek yok ettimç ve sadece italyayı ele geçirmekle kalmadım avrupanın içlerine doğru da hamleler yaptım. sevgili dostum papa hayatını kaybetti. bu durum beni çok sarstı. papa için savaşmayacaksam artık ne için savaşacaktım? motivasyonum ne olacaktı? ben bunları düşünürken bir suikastçi camımdan içeri girdi ve beni öldürmeye çalıştı. bu işi yapanın yeni tahta çıkan papanın olduğunu öğrendim ve beynimde şimşekler çaktı.
tüm hayatım bir yalan mıydı? onca savaş onca hizmet nedendi? papa benim çok güçlenmemden rahatsız olmuş ve beni öldürmeye çalışmıştı. artık yeni bir amacım vardı. DÜNYADAKİ TÜM HRİSTİYANLARI ÖLDÜR! yeni bir mezhep oluşturdum ve ataerkil bir topluluktan eşitlikçi bir topluluğa geçtim. yeni bir din oluşturmaya gücüm yetmiyordu ama dünyadaki tüm katolikleri cayır cayır yakmaya gücüm yetecekti. roma - venedik - viyana ve bir çoğunu ele geçirdim. inanılmaz savaşlar verdim ve bedelleride çok ağır oldu ekonomim alt üst oldu topraklarım karıştı ama artık ben zalim kraliçe mathildaydım.
savaşlarda esir düşen katoliklere neler yaptığımı anlatmak istemiyorum ama korkunçluk derecem hiç 100 den inmedi. buradan anlayabilirsiniz. ve bu süre zarfında asla yeni evlilik yapmadım eski kocamdan iki kızım olmuştu. annelerine hayrandılar. ve hastalanıp hayatımı kaybettim. tüm italya yasa boğuldu. kraliçe mathilda gibi bir güçlü insan ölebiliyorsa biz neyiz diye sorgulamaya başladılar. tek başına tüm avrupayı dize getiren bir kadın. peki tahta çıkan kızları ne yapacaktı?