Dark Souls Review (theFatih)
Yaşım ilerledikçe oyunlar da birbirlerine benzemeye ya da çorba olmaya başladı. Bir oyun ya sıkıcı derecede düz ve tahmin edilebilir oluyor ya da yoracak derecede karmaşık ve dolu oluyor. Doludan kastım iyi anlamda değil. İçerisine son zamanlarda popüler olmuş bütün mekanikleri fırlattıkları çöp oyunlar görür olduk sık sık. Bir de bunlardan ziyade oyunu ve oyuncuyu gerçekten anlayan bazı yapımcılar var. Sana bazı araç gereçleri verip önüne de çözmen gereken sorunlar koyuyor. İşte ben de bu tarz oyunlara bayılıyorum. Oyun gitmem yeri işaretlediği için değil ben merak ettiğim için gittim oraya. Oyun basmam gereken tuşu gösterdiği için değil ben acaba cevap bu mu diye denediğim için açtım kapıyı. Bana göre olması gereken akış da budur.
Souls-Borne serisi de bunu tadında yapan oyunlardan. Amaçladığı sistemleri istedikleri gibi yapmış ve her yeni oyunda bu sistemleri geliştirmişler. Üç oyunu da oynadıktan sonra uzun uzun düşündüm ve birinci oyunun bende daha farklı bir yeri olduğunu gördüm. Dediğim gibi her oyunun kendince iyi noktası var yani en iyisi birinci oyun değil kesinlikle. Fakat ben birinci oyundaki Boss'ları, mekanları, NPC'leri daha çok hatırladığımı fark ettim. Sebebini anlamasam da oyunun eskimiş mekaniklerini de sevdim. Bu oyunun Remastered hali olmasına rağmen oyunun savaş mekanikleri oldukça eski ama ben yenilenmiş bir halini oynasam aynı etkiyi yaratmayacaktır eminim.
Birinci oyunda gerçekten takıldığım tek boss Gargoyle oldu onun dışındaki tüm bossları çok uğraşmadan hatta çoğunu tek denemede kesebildim. Benim için Boss değil ona giden yol daha zordu. Çünkü yeni bir bölgeye girdiğinde Boss kapısını bulmaktan ziyade oradaki eşyaları toplamaya çalışmak ve bunu yaparken git gide kaynaklarının tükenmesi daha çok geriyor beni. Artık Bonfire'a çok uzaksındır ve üzerinde düşürmeyeceğin kadar Soul birikmiştir. Bu konuda oyun bana istediğim gerginliği çok güzel verdi. Her bölgesinde farklı düşmanlar, her bölgesinde baş etmem gereken başka dertler verdi. Buna oyunun kasvetli atmosferi, dar koridorları, bütün NPC'lerin delirmiş ya da delirmeye yakın olması gibi etmenler eklenince gerçekten unutulmaz anlar yaşattılar bana. Ayrıca bunların hiçbirini sinematiklerle yapmadığını da belirtmek isterim. Tamamen çevresel anlatım. Girdiğiniz mekanlardaki assetlerin öylece koyulmadığını düşmanların öylece seçilmediğini hissettiriyor oyun. Hepsi üzerinde düşünülmüş.
Eski oyunlar söz konusu olunca herkesin ortak bir şikayeti vardır. Boss'larda ölünce tekrardan boss'a koşman gereken yolun çok uzun olduğu söylenir. Gerçekten de öyle. Fakat oynarken bunu hiçbir zaman bir çile çekiyormuş gibi algılamadım. Oturup koştuğumuz yolun uzunluklarına bakmasam uzun yollar olduğunu bile söylemezdim. O kadar fark etmedim ki... Harita tek parça ve bölgeler birbirlerine ilginç kısayollardan bağlanıyor ve bazen bölgeler arasında uzun uzun koşturmanız gerekebiliyor ama ben bundan da oldukça zevk aldım. Tabii ki oyunda objektif olarak kabul edilmesi gereken bazı bariz problemler de var.
Örneğin para verip aldığın oyunun ekstra para ödeyerek aldığın DLC'sine girmek için oyunu bilen birine danışmak ya da wiki sayfasına bakmak zorunda olmak. Anlıyorum oyun sabır istiyor da arkadaş ben neden DLC'ye girmek için bu kadar uğraşıyorum? DLC'ye rahat girip boss'ları bulmak için biraz çaba sarf etsek yine bir nebze. Aynı şekilde oyunun tamamen opsiyonel bir bölgesine ve tamamen opsiyonel bir Boss'una gitmek için gereğinden fazla çaba sarf ediyorsunuz. Oyun bu bölgeleri özensiz yapmamış hayır. Oyunu oynayıp seven kişilere yapılmış bir meydan okuma bu. Yapmanız gerekenler ise şöyle: Oyunun mekaniklerinin desteklemeyeceğini düşündüren bir zıplama yapıp, aklınıza gelmeyecek bir yere girip, yine aklınıza gelmeyecek bir şeyi 30 saniye bekleyip bir bölgeye ulaşmanız gerekiyor. Bitti mi? Hayır. Bu bölgede bulduğunuz bir eşyayı az önce söylediğim iki bölgeden de tamamen bağımsız bambaşka bir yerde kullanırsanız oyunun opsiyonel bir bölgesine giriş yapıyorsunuz. YUH...
Bu tarz bazı sündürülmüş gizemleri dışında oyun oldukça zevkli. Küçükken ne olduğunu bilmeden oynadığımız ve işe yarar bir şey yaptığımızda da çok sevinip her arkadaşımıza anlattığımız oyunların büyükler için olan versiyonu. Kesinlikle oynanmalılar diyorum. 8.5/10