To the Moon Review (Müzikalite)
Hayatımda Gördüğüm En İyi Oyun!
Bakın bu oyun, benim hayatımda oynadığım ve gördüğüm en iyi oyun. Net. Artık o oyun bu oyun.
Şimdi ben nereden başlasam, nasıl anlatsam... Şimdi spoiler (ön bilgi) vermeden de bu oyunu pek anlatamam ama deneyeyim.
Oyunda bir şirketteki 2 doktoru oynuyoruz. Bu doktorlar ölmekte olan bir hastanın hafızasına girip son anısını hastanın istediği şekilde yapıyorlar ve hasta onu hatırlayarak ölmüş oluyor. Daha konusu bile bu kadar manidarken, bu oyunda ağlamamak mümkün değil. Oyunda sadece ağladığımızı da düşünmeyin. Oyun, farklı duygular da uyandırıyor. Sadece olumsuz değil, olumlu duygular da yaşatıyor. Ayrıca bu oyun tam sinema filmi yapmalık oyun, sinema filmi yapılsa kesin ödül alır, bakın yazıyorum buraya.
Şimdi ilk bir kaç hatadan bahsetmek istiyorum sonrasında oyunu övüp göğe yükselteceğim.
İlk olarak "Oyun Kumandası Desteği" yazmasına rağmen yok, ya da ben beceremedim. 2. olarak oyunda tıkladığımız yerlere bazen karakter gitmeyebiliyor, yakınına gidiyor sadece. Gidilebilecek yerlere tıklıyorum bu arada. 3. olarak F12 ile ekran fotoğrafı çekilemiyor. Bilgisayarınızın kısayol tuşlarıyla çekebilirsiniz ancak. Benim hatırladığım hatalar bunlar, bunun dışında hiçbir şeyi yok bu oyunun. Bunları da eski olmasına verebiliriz.
Şimdi gelelim övmeye. Şimdi bu oyun neden benim en sevdiğim oyunum oldu? Bir kere hikayesi müthiş işlenmiş ki zaten hikayesiyle ön plana çıkan bir oyun. Bunun yanında oyun "Benim olayım sadece hikaye." demiyor. Oyunda farklı farklı mekanikler de var ve bu, sizi diyaloglar arasında boğulmaktan kurtarıyor. Şimdi ön bilgi olmasın, o mekaniklerden bahsetmeyeyim. Müzikleri zaten fevkalade. Ben incelemelerimi yazarken oyunun müziklerini dinlerim hep, şu an olduğu gibi. Ve müzikleri dinlerken hâlâ tüylerim diken diken oluyor oyunu dün gece bitirmeme rağmen. Çok uzun süreli bir müzik adamı olarak söyleyebilirim ki müzik kullanımı ve yükseliş alçalışlar da kusursuz.
Şimdi hikayeye devam edeyim. Evet, bu 2 doktor hastanın zihnine giriyor ve kronolojik olarak sondan başa doğru bir anı yolculuğuna çıkıyoruz bu 2 doktorla. Aslında isimleri Dr. olarak geçiyor ama meslekleri doktor olmayabilir, çok emin değilim ondan. Neden böyle dedim? Çünkü oyunda o hastanın yanında bekleyen bir doktor var zaten. Ben yine de onlara doktor diyeceğim. Hastanın zihninde anılar arasında gezerken 5 tane anı parçası topluyoruz ve her anıda bulduğumuz o büyük anıya gönderiyoruz bunları. Bu sayede anının bulmacası çıkıyor karşımıza ve onu çözüp anı değiştiriyoruz. Daha yeni anılarda gördüğümüz bazı şeylerin eski anılarda ortaya çıkması da çok güzel. En ufak detayları bile eski anılarda yakalayabiliyoruz. Ana karakterler öylesine iyi işlenmiş ki kendinizi onların yerine koyabiliyorsunuz kolaylıkla. Diyaloglar arasındaki bekleme kısımları da anlatıcılığı güçlendirmiş.
Duygusal oyunlarda kendimi tutamam zaten ama ben hiçbir oyunda bu kadar ağlamamıştım. Gözlerim kızardı ağlamaktan. Yorgunluktan yazamadım incelemeyi de zaten dün gece. Oyun bittiğinde 2 saat boyunca "Ulan o neydi öyle be... bu gerçek olamaz... başka bir dünyadan gelmiş olmalı bu oyun..." diye düşündüm. Aklım almıyordu, Böyle bir şey nasıl yapılır? , Bu kadar kusursuz nasıl olur? , Ya bu kadar güzel nasıl anlatabilirsiniz? , Nasıl? . "Anlatılmaz yaşanır." derler ya aslında bu oyun da öyle bir şey. Ne kadar ben anlatsam da göklere yükseltsem de, sen dostum! Bu oyunu oynaman gerek. Çünkü çok şey kaçırıyorsun. Bu oyun senin oyunun... bu oyun benim oyunum... bu oyun hepimizin içinde biraz da olsa olan o mutlu hayatı yaşama isteğini kuvvetlendiriyor.
Bu oyunu "To The Moon Game and Soundtrack Bundle" şeklinde paketin indirimsiz fiyatı olan 21 liraya bile alabilirsiniz ya da benim gibi %80 indirimle 4,20 liraya da alabilirsiniz. Hiç fark etmez, inanın. Ben 5,5 saatte bitirdim her şeyi inceleyerek ve 46 bin yorum ve %96 olumlu inceleme. Türkçe dil desteği de var ki olmazsa olmazdı zaten, diyaloglar fazla çünkü. Teşekkür ediyorum çevirenlere de buradan. Daha ne diyeyim ben bu göksel oyuna... Aynı yapımcının tüm oyunlarını da oynayacağım. Her oyununa da inceleme yazacağım, yazıyorum bunu da buraya. To The Moon'u da 1 ya da 2 kez daha bitireceğim ve bu incelememi biraz ön bilgili olarak da genişleteceğim. Çok fazla detay var çünkü, tekrar oynamadan anlatamam size bunları. Hele oyunun anafikri tam anlamıyla ön bilgi :) onu şimdi söyleyebilirim ama.
Anafikir: Mutlu olmanın bir yolu yoktur, bir yola bağlanıp kalmadan başka yollar da aramalısınız çünkü her zaman daha mutlu olabileceğiniz başka bir yol da vardır. Ben böyle anladım yani eksik veya fazla yazmış da olabilirim anafikri. Dediğim gibi, bir kez daha oynayacağım zaten aradan zaman geçince. Evet, bu da bu kadardı. Aslında daha yeni başlıyoruz, şimdi ben ne var ne yok araştıracağım her yerden bu oyunla ilgili. Yapımcısıyla da bizzat konuşmak istiyorum, yazarak yani.
Oyunu 7'den 70'e herkese tavsiye ediyorum. Her oyunu çıktığı zamana göre değerlendirmem gerekirse bu inanılmaz oyuna puanım 10/10.
1 yıldır en sevdiğim oyun başkaydı, ta ki To The Moon'la tanışana kadar...
Bu arada, River'a aşık olmuş olabilirim... Evet... Keşke gerçek olsaydın... Belki de gerçeksindir...
Hayatımda her zaman inandığım, oyuna ait, şu cümleyle bitirmek istiyorum: "Sonunda ne olduğu, ona ulaşana kadar yaşanan güzel dakikalardan daha önemli değildir."
Hayat değerlidir, kıymetini bilin ve geriye dönüp baktığınızda pişman olmayacağınız şekilde yaşayın, gözlerinizi kapattığınızda hafifçe gülümseyeceğiniz şekilde yaşayın.
"Everything's Alright"
Kalın sağlıcakla...