Tomb Raider Review (𝖟𝖊𝖆𝖓𝖙𝖊𝖘𝖘)
Hikâyemiz bir Japon efsanesini araştırmak için yola koyulan 21 yaşındaki Lara' nın bindiği geminin fırtına sonrası ikiye ayrılması ve Yamatai adasında uyanmasıyla başlar. Karakterimiz Lara, yedi sene önce babasını kaybetmiş ve babasının ölümünü kabullenemeyen genç bir kızdır. Lara asi, inatçı ve içgüdüleri kuvvetli bir kızdır. Karakterimiz Lara, ölümün kraliçesi Himiko' ya bile mezar olan Yamatai adasında hayatta kalabilmek için hem duygusal hem de fiziki anlamda zorluklara dayanmak zorundadır. Lara' nın tüm bu adada yaşadıkları Lara' ya Tomb Raider kişiliğini kazandırmaktadır. Aslında Lara' nın bu adada hayatta kalmasını sağlayan şeyler Lara' nın inatçılığı sonucu aldığı kararlardır. Lara hikaye boyunca hayatta kalmak ve arkadaşlarını kurtarmak için çeşitli kişilerle savaşıyor ve onları öldürmek zorunda kalıyor. Tabi her hikayede olduğu gibi bu hikayeninde bir kötüsü var. "Mathias Vogel".
Mathias, yedi yıldır bu adada yaşamak zorunda kalan ve adadan kurtulmak için her yolu deneyen bir adamdır. İnsaları köleliğe mahkum eden ve gözünü kırpmadan öldürebilen acımasız biridir. Mathias' ın adadan çıkabilmesi için gereken şey Güneş Kraliçesi Himiko' yu canlandırabilmesidir. Mathias seneler boyunca adadan insanlar toplayıp kendine bir ekip kuruyor. Ekibinde ki insanlar Marthias' a "Solarii Bortherhood" diyor ve Mathias' ı bir Mesih olarak görüyorlar. Hikayenin ilerleyen kısımlarında Mathias denen bu adamla savaşıyoruz. Yamata'i adasında ilerlediğimiz zamanlarda yapılan bazı ritüellere şahit oluyoruz. İlerlemeye devam ettikçe eski mezarlar, 2. Dünya Savaşı'ndan kalma eserler ve Japon ailelerin izlerini taşıyan eşyalar buluyoruz. Hikayenin başlarında basit bir okumuz var. Zamanla çeşitli silahlar kullanmayı öğreniyoruz hatta tırmanış bile yapabiliyoruz. Bulunduğumuz bu ada tam anlamıyla Lara Croft' un savaşçı özelliğini ortaya çıkarıyor. Arkadaşlarımızı kurtarıyoruz fakat yollarımız belli süreler tekrar ayrılıyor. Bu süreçte yola devam edebilmemiz için canı pahasına bizi koruyan ve bunun sonucunda ölen arkadaşlarımız oluyor. Sayımız azalıyor ve adada ilerlemek zorlaşıyor. En sonunda toplanıp arkadaşlarımız ile adadan gitme konusunda ortak bir karar alıyoruz. Fakat bu adadan gitmemizi engelleyen bir şeyler olduğunu farkediyoruz. Adanın öfkesini ve rüzgarların hiddetini dindirmek için Güneş Kraliçesi Himiko' nun bedenine ulaşmamız gerekiyor ve bu sırada düşmanımız Mathias ile son bir kez savaşıyoruz. Galibiyetimiz sonucu adanın öfkesini dindiriyoruz. Bir daha hiç gelmemek üzere botumuza binip gidiyoruz.
Oynanış kısmına gelecek olursak oyun gerçekten düşünülmüş ve üzerinde çok fazla emek harcanmış. En ince ayrıntılarına kadar başarılı bir sinematik ile hikaye bizlere aktarılmış. Seslendirmeler ve grafikler de çok başarılı diyebiliriz. Oyunun garip bulmacalarla dolu olması oyunu zorlaştıran kısımlardan biridir. Bu zorlu bulmacalar için kullanabileceğimiz bir hayatta kalma içgüdüsü özelliğimiz bulunuyor. Karakterimiz Lara' nın fiziksel kabiliyeti yetenek sistemi ile sınırlı ve buradan yeteneklerimizi yükselterek yeni şeyler öğrenebiliyoruz. Aynı şekilde topladığımız silah parçaları ile yayımızı ve silahlarımızı geliştirebiliyoruz.
Oyunda bana fazlasıyla sıkıcı gelen taraf tek başımıza sırayla koca bir ordu ile baş etmemiz. Envanterimiz kısıtlı ve çok fazla mühimmat alamıyoruz. Kayalıklardan yuvarlanıyoruz, silahla vuruluyoruz, şiddetli rüzgarlara maruz kalıyoruz kimi zaman bosslardan kendi boyumuz kadar sopa yiyoruz fakat bir türlü kolay kolay ölmüyoruz. Fakat tatlı ve güzel karakterimiz Lara tüm bu kısımları unutturuyor diyebiliriz. Kısacası oyun sinematikleri, hikâyesi ve uyandırdığı merak sayesinde kendini ön plana çıkarıyor.
Cesur, dinamik, güçlü ve güzel bir kadın, Kod adı Lara.